Covid-19 salgını için geliştirilen aşılar gündeme geldiğinden beri en çok merak edilen, Aşı Olmayanlara Kısıtlamalar Gelecek mi? sorusuna cevap bulmaya çalışacağım. Televizyonlar da, sosyal medya da bir takım akademisyen ve medya silahşörleri, aşı olmayana belli kısıtlamaların geleceğinden, hatta aşı olmayanların vatan haini olduğundan filan bahsetmektedir.
Aşı olmayan işe alınmayacak, aşı olmayanlar devlet memuru olamayacak, aşı olmayanlar yurtdışına seyahat edemeyecek, aşı olmayan alışveriş merkezlerine giremeyecek, aşı olmayanlar eğitim-öğretimine devam edemeyecek… bir sürü varasyımlarda bulunuyorlar ve aşı olmaktan kimsenin kaçamayacağını söylüyorlar. Yani öyle kararlar alınacakki, artık insanlar aşı olmaktan kaçamayacak! Herkes aşı olacak gerçeği ile yüzleşecek!
Lobicilik Faaliyeti Nedir?
Konuya girmeden evvel, lobicilik faaliyetinin ne olduğuna değinmek istiyorum. Lobicilik faaliyetleri; devletlerinin ve kanun koyucularının aldıkları veya alacakları kararları etkilemek, kendi amaçları doğrultusunda kendi istedikleri kararları almalarını sağlamak için yapılan her türlü faaliyete denir. Medya, akademik camia, sivil toplum örgütleri, azınlık grupları, aktivistler… lobicilik faaliyetlerinde en etkin rol oynayan başlıca gruplardır. Aynı zamanda devlet memurları içerisinde de, devletin kararlarını ve kanun yapıcıları etkilemek için çalışan gruplarda olabilmektedir.
Örnek verecek olursak ülkemizde en bariz şekilde kendini gösteren Feminist gruplar; kadına şiddet üzerinden medya, sivil toplum örgütleri, akademik camia, aktivistler aracılığıyla devlet yetkililerini ve kanun yapıcıları etkiliyorlar ve kendi istedikleri bir takım kararların alınmasını, kanunların çıkarılmasını sağlıyorlar. Bunun yanında son aylarda medya ve akademik caimadan bir grup tarafından yapılan lobicilik faaliyetletide, aşı hususundadır. Bütün milletin zorunlu olarak aşı olması yönünde, aşı olmayanlara bir takım kısıtlamalar getirilmesi gerektiği yönünde devlet yetkililerini ve kanun yapıcıları etkilemeye çalışıyorlar.
Aşı Olmayan Vatan Hainidir?
Sözde profesör müsveddesi olan Birgür Sönmez, Fox TV’de çıktığı televizyon programında, “Ben aşı olmam diyenler vatan hainidir!” Demişti! Aşı olmayanlara kız bile vermeyeceklerini söylemişti. İyide Birgür Sönmez’den kız isteyen kim? Bu millet onun gibilerin kızlarına mı kaldı? Fox TV’de verdiği röportajın devamında ise, “resmi dairelere giremeyecekler, okullara giremeyecekler” diye ahkam kesti. Sonrada, “insan bedeninin dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok ama kurallar koyacağız.” Diye devam etti. Sözlerini ise “başka çare yok!” Diye bitirdi.
Nefret dolu olarak yapmış olduğu bu açıklamaları kısaca değerledirecek olursak, Devletlerin aşı olmak konusudan halkı zorlama gibi bir hakkı yok. Çünkü insan bedeninin dokunulmazlı ilkesi vardır. Yani insanlar denek değildir ve kimse rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17. Maddesinde aynen şu şekilde yazmaktadır:
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.
Birgür Sönmez denen şahsın kasdettiğide budur. Ama Anayasa, tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında demektedir. Covid-19 aşıları şu an hali hazırda %100 olarak güvenli kabul edilip onaylanmadığı için olmak zorunlu değildir. Ama yarın öbür gün aşılar %100 olarak güvenli ve onaylı olduktan sonra, tıbbi zorunluluk kapsamında aşı olmak kanuni olarak zorunlu hale getirilebilecektir. Aynı şekilde bu aşıları olmayanlara seyahat, iş ve sosyal hayat kısıtlamaları ise aşılar %100 güvenli ve onaylı olduktan sonra uygulanabilecektir.
Ancak daha önce emsali görülmemiş şekilde bir aşının üzerinde bu kadar durulması ve insanlara aşı dayatmasının bu şekilde hararetli şekilde yapılması, insanların akıllarına kurtlar düşürmektedir. Bir takım şüpheler hiçbir şekilde giderilmemektedir.
Birgür Sönmez denen şahsın aynı zamanda Hür ve Kabul edilmiş Masonlar Locasına bağlı olduğuda iddia ediliyor. Ancak elde somut bir delil olmadığı için kesin olarak Mason olduğunu söylememizde doğru olmaz.
Lobicilik Faaliyetleri ile Devletleri Yönlendirmeye Çalışıyorlar
Devlet yetkilerinden, aşı olmayanlara kısıtlamalar geleceğine yönelik bir söylem olmadı. O yüzden halihazırda böyle kararlar alınacak diye kesin bir hüküme varamayız. Ancak kısıtlamaların yakın dönemde başlama olasılığıda oldukça yüksek. Çünkü insanlar genel olarak aşı olmak gerektiğini düşünüyor. Eğerki Covid-19 aşıları %100 olarak güvenli kabul edilirse, o zaman aşı olmakta zorunlu olabilir. Olmayanlara bir takım kısıtlamalar getirilebilir. Nitekim bunu yukarı bahsettim.
Hiç şüphesizki bir takım kesimler aşının zorunlu olması ve aşı olmayanlara çeşitli kısıtlamalar getirilmesi yönünde devlet yetkililerini ve kanun yapıcıları etkilemeye yönelik, toplum psikolojisini aşı köleliğine hazırlamaya yönelik lobicilik çalışmaları yürütmektedirler. Bunun en bariz örneği, yukarı bahsettiğim gibi aşı olmayanları vatan haini olmakla suçlayan Birgür Sönmez denen Mason olup olmadığı şaibeli şahıstır.
Ayrıca belirtmek isterimki, lobicilik faaliyetlerini en ustaca yürüten gruplar masonlardır.
Hatta aşı konusunda lobicilik yapan bu gruplar, Korona virüsünün her yıl mutasyana uğrayacağını ve bu sebepten koronadan korunmak için her yıl düzenli olarak aşı olunacağını söylemektedirler. Yani insanları düzenli olarak aşılayıp belli bir gaye mi gütmekteler? Diye düşünmeden edemiyor insan! Acaba neden insanları aşılamaya bu kadar hevesli olabilirler? Cevabını bulmak bence zor olmamalıdır. Dünya’da nüfus kontrolü yapmak istiyorlar. İnsanları kısırlaştırmak ve doğum oranları azaltıp, ölüm oranlarını artırmak istiyorlar. Bunu ise insanların tepkisini, şiddetini, dikkatini çekmeyecek şekilde; yani sinsi olarak yapmak istiyorlar diye düşünüyorum.
Birileri bana lütfen açıklayabilir mi? Bu gruplar nasıl oluyorda devletler adına yapılacak, edilecek gibi söylemlerde bulunuyorlar? Yoksa bu lobicilik faaliyetleri ile toplum psikolojsi mi hazırlanmak isteniyor? Lobicilik faaliyetlerinin arkasında aslında devleti yönetenler mi var?
Sonuç
Benim düşüncem, bir takım gruplar aşı olmak konusunda özellikle toplum psikolojisini etkilemeye çalışıyorlar. Herkesi aşı olmaya ikna etmeye, tek çarenin elinde sonunda aşı olmak olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. İnsanlar ise sinsi tehlikenin farkında değiller. Öte yandanda aşı olmamakta direnen insanlarında elinde sonunda aşı olmak zorunda olması için; seyahat, iş ve sosyal hayat kısıtlamalarının getirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Hatta olması gerektiğini söylemiyorlar. Olacak diyorlar!
İnsanların bu aşı dayatmasından ve ısrarından kıllanması ve aşıyı, hatta Korona safsatasını sorgulaması lazım değil mi?Asıl amaç nüfus kontrolü olamaz mı? Asıl amaç insanların kısırlaştırılması olamaz mı? Bana göre kuvvetle muhtemel asıl amaç nüfus kontrolü ve insanları kısırlaştırmaktır. Bir diğer amaç ise itaatkar bir insanlıktır. Onların sömürü ve modern kölelik sistemine köle olan itaatkar insanlar!
Ama elbette Allah’ında bir planı var!
Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzakların en hayırlısını kurar. (Enfal Suresi, 30. Ayeti Kerime)