Bilim ve Teknolojinin Şeytanileştirilmesi; Biz bilim ve teknolojiye değil, bilim ve teknolojinin şeytanileştirilmesi projesine karşıyız. Ama bilim ve teknolojiyi şeytanileştirenlerle, onlara inanan dalkavuklar bize “Bilim ve teknoloji düşmanı” diye iftira atıyor. Bilim ve teknoloji; iyi insanların elinde insanlığa hizmet etmek için geliştirilip insanların hayrına kullanılabileceği gibi, kötü insanların elinde insanları kontrol etmek ve köleler haline getirmek için insanların şerrine de kullanılabilmektedir.
Bir neşteri düşünün! Neşter ile bir doktor yasal olarak organ naklide yapabilir, yasadışı organ kaçakçılarınada hizmet edebilir. Ya da bir silah askerin elinde düşmanlara karşı ve teröristlere karşı insanların güvenliğini sağlamak içinde kullanılabilir, teröristin veya katillerin elinde insanların yok yere canlarını almak içinde kullanılabilir.
Ya da kenevir bitkisini düşünün! Kenevir nice sektörde insanların hizmetine olacak şekilde kullanılması için yetiştirildiği gibi, birileri tarafından uyuşturucu üretimi içinde kenevir bitkisini yetiştirebilir.
Eğer mevzuya doğru bir mantık perspektifinden bakmayı başarabilirsek, bilim ve teknolojinin şeytanileştirilmesi projesini daha iyi anlamak mümkün olacaktır. Günümüzde bilim ve teknoloji hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu gelişme ilerledikçe, gelişme hızıda artmaktadır.
Kısacası bilim ve teknolojinin ilerlemesi sınır tanımamaktadır. Bu durumda insanlık için büyük bir avantaj olabileceği gibi, büyük bir tehditte olabilir.
Günümüzde özellikle büyük avantaj olarak yansıtılan bazı bilimsel ve teknolojik gelişmeler mevcuttur. Bunlar; PCR Testi, RNA, Crısper CAS9, Blockchain, Nesnelerin İnterneti, Nano Teknoloji, Grafen, Mavi Işık Projesi, Hologram Teknolojisi, HAARP Teknolojisi, 5G-6G teknolojileri, Kuantum Teknolojisi, Yapay Zeka ve Robot Teknolojisi, Mikro Çipler, Aşılar, Akıllı Şehirler… gibi bilimsel ve teknolojik gelişmelerdir. Bunların hiçbirisi kesinlikle birbirinden bağımsız ve bağlantısız değildir. Bilakis hepsi birbiriyle bağlantılıdır.
Blockchain ve Akıllı Şehirler Projesi
Bilim ve Teknolojinin Şeytanileşmesi Projesi ile asıl maksadın Tanrılık iddiası ve ölümsüzlüğü aramak olduğunu söyleyebiliriz. Blockchain teknolojisi ile canlıların bütün eylemlerinin ve bilgilerinin (alışveriş, eve giriş-çıkış, işe giriş-çıkış, sağlık durumu, adli sicili, adresi, finansal durumu, medeni durumu, arkadaşları…) büyük datalarda sonsuza kadar silinemeyecek şekilde kayıtlı olarak kalması amaçlanmaktadır.
Hatta sadece canlılar değil, cansızlarda tamamen kontrol edilmek istenmektedir. Blockchain tabanlı bir dünya düzeni kurulmak istenmektedir.
Akıllı şehirler olacak ve bu akıllı şehirlerde yaşayan insanların hepsi çipli olacaklar. Her an takip edilebilir ve müdahale edilebilir olacaklar. Hiçkimsenin elinde değerli maden (altın, gümüş, bakır…) olmayacak. Nakit kağıt para bile olmayacak. Tamamen nakitsiz bir toplum olacak. Blockchain tabanlı sistemi elinde bulunduranlar, her şeyi elinde bulundurmuş olacaklar.
Onlardan habersiz bir kuş bile kanat çırpmamış olacak. Böylece her şeyi bilmek ve kontrol edebilmek iddiasında bulunacaklar. Yani Allah’ın her şeyi bilmesi ve kontrol etmesi gibi, haşa her şeyi bilme ve kontrol etme amacındanlar! 21. Yüzyılın teknolojisi olan Blockchain aslında budur. Kurulmak istenen yeni dünya düzeni ise onların planına göre blockchain tabanlı olacaktır. Canlı cansız her şey mikro çipler sayesinde bu sisteme entegre edilecektir.
Hologram Teknolojisi
Hologram Teknolojisi ile ise insanlar gerçeklik ile sahtelik arasında yaşayacaklar ve neyin gerçek neyin sahte olacağını bilemeyeceklerdir. İnsanlar gökyüzünde bir silüet görecekler ve bunu adeta gerçek zannecekler. Ya da gökten yere Hazreti İsa’yı hologram teknolojisi ile güya indirecekler ve insanlar gerçekten Hazreti İsa nüzul etti zannedecek!
Ya da Gökyüzünde bir silüet belirecek ve haşa “Ben sizin Tanrınızım bana secde edin!” Diyecek ve belkide insanlar aldanıp secde edecek! Kısacası insanlar bu teknoloji ile adeta hipnoz edilecek.
5G – 6G Teknolojisi
5G-6G Teknolojisi ise hem blockchain ile hemde hologram teknolojisi ile bağlantılı olabilir. İnsanlar grafen oksit sayesinde adeta birer anten, birer modem, birer baz istasyonu haline geleceklerdir. Belli frekans dalgaları ile kolayca hipnoz edilebilir hale getirileceklerdir.
Böylece hem blockchain tabanlı yeni dünya düzenine tam itaatkar olabilecekler, hemde hologram teknolojisi ile kendilerine gösterilen sahte görselleri gerçek zannedip kendini haşa Tanrı diye tanıtan Deccal’a sorgusuz sualsiz itaat edebileceklerdir. İnsanların vücuduna ise grafen oksit şimdiden PCR Testi ile ve Ruhsatsız Sıvılar vasıtasıyla enjekte edilmektedir.
Bu grafen oksitler sayesinde insanların çoğunun herbiri yakın gelecekte birer anten, modem ve baz istasyonu haline gelmiş olacaktır. Yani amaçlanan proje budur. Büyük ihtimalle 6G, insanların birer anten, modem ve baz istasyon haline gelmiş olması demektir.
DNA Kodlarında Nasıl Değişiklik Yapacaklar?
PCR Testi ile insanların DNA kodlarının daha erişilebilir hale gelmesi amaçlanmaktadır. Bunun için insanlardan toplayabildikleri kadar çok veri toplamalıdırlar ve bu verileri bir merkezden tek tek incelemelidirler. Crisper CAS9 tekniği ile ise gRNA kullanılarak insan DNA’sında istedikleri şekilde değişiklik yapabilmeyi amaçlamaktadırlar.
Allah insanları erkek ve kadın olarak yaratmıştır. Bazı insanlar sakat dünyaya gelmiştir. İnsanların bazıları yakışıklı ve güzeldir, bazıları çirkindir. İnsanların boyları, göz renkleri birbirinden farklıdır. Bunların hiçbirisini hiçbir insan doğmadan önce kendisi seçemez ve hepsi kaderdir.
Ama Transhümanistler, bilim ve teknolojiyi kullanarak haşa Allah’ın insanı çürük yarattığını ama kendilerinin bilim ve teknolojinin gücünü kullanarak insanı kusursuz hale getireceklerini iddia etmektedir. Yine aynı şekilde DNA üzerinde değişiklik yaparak anne babaların istedikleri özelliklerde (örneğin: erkek olsun, mavi gözlü ve sarı saçlı olsun, orta boylu olsun…) sipariş üzere bebek dünyaya getirebilmeyi amaçlamaktadırlar.
Crisper CAS9 tekniği ile birçok hastalığın tedavisi DNA’da değişiklik yapmak suretiyle gerçekleşebilecektir. Birçok hastalık tamamen tarih olacaktır. Tabi bu perspektiften bakınca çok güzel! Ama bu teknoloji ile insanlar, itaatkar birer robotlarada dönüştürülebilirler.
Hiç sorgulamayan, sistemin kölesi olan, sadece üretmek ve tüketmek için yaşayan, mikro çiplerle her daim kontrol altında olan modern ve dijital köleler haline getirilebilirler. Her ne kadar başarabilmeleri şu an için pek mümkün gözükmese bile, amaçlanan budur. İnsan eşittir köle, insan eşittir müşteri!
HAARP Teknolojisi
Bilim ve teknolojinin şeytanileştirilmesi projesinin bir diğer önemli ayağı ise HAARP Teknolojisidir. Bu teknoloji sayesinde bulutlara yön vererek bir yerde birleşmesi sağlanıp o bölgede yağışa sebep olunabilir, bu yolla sel felaketine sebep olunabilir, ya da tam aksine bir bölgeye bulutların gitmesi engellenip o bölgede kuraklık oluşturulabilir.
Bu da yine haşa Tanrılık iddiasında bulunmaktır. Teknolojinin ve bilimin gücüyle, sınırsız bir güç elde etmeyi amaçlayan elit kesim var. Biz bu kesme Transhümanist Küreselciler diyoruz.
HAARP Teknoloji ile kendilerine itaat etmeyen toplumların üzerine kuraklık ya da aşırı yağışla beraber sel, heyelan gibi felaketlere sebep olabilirler. Kendilerinden olmayanları bu şekilde cezalandırabilirler. Tabiatın dengesini istedikleri gibi bozmayı amaçlamaktadırlar.
Yapay Zeka ve Robot Teknolojisi
Günümüzde hızla ilerleyen en önemli teknolojilerden biriside yapay zeka ve robot teknolojisidir. Adeta birçok alanda insanın yerini almakta ve insana olan ihtiyacı azaltmaktadır. Öyle zannediyorumki yakın gelecekte yapay zeka ve robot teknolojisi sebebiyle işsizlik ve buna bağlı olarak yoksulluk ciddi oranda artacaktır.
Dünya yönetiminde dahi, hukuk sisteminde, askeri hizmetlerde dahi… yapay zeka ve robotlar önemli roller üstleneceklerdir. Yani insanlık tarihi yavaş yavaş bilim kurgu filmlerindeki senaryolara doğru ilerlemektedir.
Sonuç
Eğer bilim ve teknoloji gücü, şeytanileşmiş Transhümanist Küreselcilerin elinden alınmazsa, Dünya’nın ve insanlığın geleceği gerçektende büyük bir tehdit altındadır. Bu gücü elinde bulunduranlar, insanları tamamen modern ve dijital köleler haline getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bugün hiç şüphesizki en büyük silah bilim ve teknolojidir. Cenabı Allah, Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.” (Enfâl Suresi, 60. Ayet-i Kerime)
Düşmanları caydırmak için elimizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlamamız kısmını, elimizden geldiği kadar düşmana karşı caydırıcı her türlü silaha sahip olmamız şeklinde anlamamız lazımdır.
Bugün eğer bilim ve teknolojik üstünlük konusunda düşmana yetişip onlarıda geçmeyi başarırsak, hiç şüphesiz karşılarına caydırıcı bir güç olarak çıkabiliriz. Bugün karşılarında caydırıcı güç olmadığı için, düşman zulmünü artırdı ve artırmayada devam ediyor!
Ben ta baştan biliyordum grafen oksitle insanları anten yapacaklar sonra istedikleri gibi yonetecekler, çünkü bu teknoloji onlarda var hatırlayın gölcük depremini.