Corona Virüsü, Marketleri Talan Edenler ve Esnafımız; Çin’den temarüz eden Covid-19 virüsünün (Koronavirüs) ülkemizde görüldüğü haberinin verilmesi ile ülke gündemi ve piyasalar bir anda allak bullak ve kaotik bir hale geldi. Patlayan ve taleplere yetişmeye zorlanan sağlık sektörü, medikal sektörü, gıda sektörü, kozmetik sektörü bunun delilidir.
Vatandaşlarımızda çok büyük bir panik ve endişe havası hakim. Arkadaşlar korkmayın! Corona virüsünden ölme ihtimalimiz herhangi bir sebebden ölme ihtimalimizden fazla değil. Yani Allah muhafaza bu virüs ile enfekte olduğunuz zaman 14 gün içerisinde çaresizce, kıvrana kıvrana öleceksiniz diye bir şey yok.
Evet ortada bir gerçek var. Corona Virüsünün ne olduğu hakkında, doğallık veya yapaylığı; sonuçları hakkında bir çok analiz, tesbit ve kıyamet senaryosu yazmak mümkün. Fakat konumuz bu değil.
Corona Virüsü bir çeşit grip gibi semptomlar gösteren bir rahatsızlık ve boğazda kuruluk, solunum sisteminde zorlanma, yüksek ateş gibi semptomlar ile baş gösteriyor. Yani her kış veya mevsim geçidinde maruz kaldığımız grip, nezle, zatürre gibi bulaşıcı bir rahatsızlık.
Dünya daha evvel bu tür sipariş mikroplara defalarca maruz kaldı. 2000 yılından beri SARS, MERS, ŞARBON, DOMUZ GRİBİ gibi virüsler çok fazla etki gösterdi. Lakin şu anda bu virüsleri konuşan dahi yok.
İstatistik ve verilere göre virüsün yayılmasından itibaren dünya çapında enfeksiyon kapan kişi sayısı 133 bin kişidir. Hastalıktan ve virüsten kurtulup taburcu olan kişi sayısı 65 bin. Bağışıklık sistemi zayıf olduğu için yahut yaşlılıkdan dolayı semptomlara tahammül edemeyip ölen kişi sayısı ise 4950 civarıdır. Ayrıca ölenler arasında hiç bebek veya çocuk yoktur.
Düşünebiliyor musunuz?
Yedi milyar insan nüfusu içinde vakıa sayısı 133 bin ve 65 bin tanesi taburcu ve 4950 tanesi ex olmuş.
Peki karantina, tedbir ve uyarılar neden bu kadar had safhada?
Evvela Corana’nın bir virüs olduğunu kabul etmemiz lazım. Sadece daha hızlı yayılan ve önemsemediğimiz grip gibi baş gösterip keskin sonuçlar veren bir virüs.
Karantinalar, yasaklar, tedbirler olmazsa virüsün yayılma oranı ve hızı yükselir ve olaylar tamamen kontrolden çıkar. Virüsün yayılma hızının ve vakıa sayısının yükseldiğini bir hayal edin. Evvela sağlık sistemi, hastalara müdahale, tedavi, kontrol, ilaç ve malzeme tedariği, personel yeterliliği noktasında mekanizma tamamen çöker ve müdahale edilemez hale gelir. Ülkemiz insanı yelden nem kapan bir yapıya sahip olduğu için acizler, pimpiriklenen insanlar ile dolar taşar basit bir nezle yahut solunum enfeksiyonu geçiren kimse Corona olmasa dahi virüse maruz kalabilir.
Bir-iki hafta veya daha fazla süren tedavi ve istirahat süreci evvela sağlık sektörünü sonra gıda, medikal, ulaşım, üretim, sanayi, ithalat, ihracat sektörlerini domino etkisi göstererek tamamen çökertebilir. Böyle bir durum; ülke yönetimini ve ülke ekonomisini sonrada bireysel ekonomimizi tamamen yok edeceği için Corona Virüs insanı öldürmese dahi vatandaşlarımız kuru ekmek için birbirini öldürmekten çekinmeyebilir.
Tüm dünyada böyle kaotik ve tehlikeli durumun oluşmaması için elbette, hasta karantinaları, toplu karantinalar, ulaşım yasakları yapılması ve uygulanması lazım.
Yani alınan tedbirlerin büyüklüğü virüsün tehlikesinden dolayı değil, kontrolsüz bir şekilde yayılan virüsün doğuracağı önlenemez ekonomik, toplumsal, siyasal, insani felaketlerin önüne geçmek ve en kısa zamanda bu dönemi atlatmak içindir.
Peki, marketleri talan eden panik halindeki vatandaşlar ve kasıtlı olarak yüksek fiyat çeken bi-namus ve bi-şeref esnaf zümresi?
Umumi ekonomik bir kaide vardır. Talep yükselirse, arzda yükselir. Yani bir şeye talep artarsa ona ulaşmanın bedeli aynı oranda yükselir.
Sağlık bakanı Fahreddin KOCA‘nın, Corona Virüs kapan bir vatandaşımızın olduğunu açıklamasının sabahında vatandaşlarımız tarafından marketler, esnaflar adeta talana uğradı. Bakın sadece bir kişi ve piyasada gösterdiği domino etkisi ortada! Kuru gıda, bakliyat, temizlik ürünleri, sarf malzemeleri, akaryakıt ürünleri almak için insanlar marketlere akın ettiler. Bunu fırsat bilen namussuz ve fırsatçı esnaflar (dürüst ve işinin ehli, insanlığını kaybetmemiş esnafı tenzih ederim) 20 TL olan 5 litre kolonyayı 125 TL, Kutusu 40-50 tl olan maskeleri 400-500 TL ve bir çok ürünün fiyatını yükselterek insanların panik ve korkusundan istifade edip sermayelerini katladılar.
Bir düşünün bu senaryonun değiştiğini! Allah muhafaza ismini ve cismini bilmediğimiz bir kişi değil de yurdun farklı yerlerinde 20-30 tane Corona Virüs enfekte olmuş vakıa haberleri olduğunu düşünün! Bu kişilerden bazıları belki bir futbol maçında bulunmuş olabilir kalabalık ortamda bulunmuş olabilir ve tedbir amaçlı okulların tatil edildiğini, çok fazla kalabalık işyerlerinin mesaiye ara verdiğini ülkemizin vatandaşlarının hali ne olur sizce?
Herkes erzak peşine, ailesinin rızkının peşine düşeceği için fiyatların yükselmesi kaçınılmaz olacaktır. Yani bugün 40 TL olan 5 litre yağ belki 150 TL, 2 TL olan makarna belki 10 TL belkide daha yüksek fiyatlara çıkacak.
Böyle bir senaryo halinde evvela talep arttığı için hammadde ve üretim malzemeleri artacak, akabinde böyle sıkıntılı bir zamanda iş gücü çoğalacak, lojistik maliyetleride eklenince fiyatların %100 veya %500 artması kaçınılmaz olacaktır.
Ülkemizde sahtekar ve fırsatçı esnaf, üretici kısmını hesaba katarsak bir şişe suyun 20 TL olması halinde suyu alacak paranız olsa dahi alamayabilirsiniz.
Buna Elazığ depreminde ve öncesinde ufak tefek mali kriz döneminde şahitlik ettik. 750 TL olan kira 2000 TL, 500 TL olan nakliye bedelleri 1500 TL fiyatlarına yükseldi.
Bu halde insanların bu şekilde paniğe girerek alışverişe yönelmesi gayet kabul edilebilir bir reflekstir. Kimse ailesinin, evladının kaos ve karmaşanın hakim olduğu bir ortamda kalmak istemeyecektir. Ayrıca dinimizin kader anlayışına muvafık olan bu uygulamadır. Eğer biz bu virüsten etkileneceksek buna kimse mani olamaz. Ama “bize bir şey olmaz, kader de ne varsa o olur.” Demekte ahmaklıktır.
Peygamber Efendimiz Hazretlerinin buyurduğu gibi “قيد ثم توكل“, önce tedbir alıp devemizi sağlam bir kazığa bağladıktan sonra tevekkül etmektir Mümin insana düşen!
O yüzden sosyal medyada erzak alanları hain ilan eden “15 Temmuz’da erzak alanlar şimdi erzak alanlar aynı!” Diyen bidon kafalı trollere bakmayın! İhtiyacınız dahilinde tedarikli olun.
Peki Müslüman ve İnsan Olarak Ne Yapmak Gerek?
1. Şahsi temzilğimize azami dikkat etmek ve ellerimizi sık sık sabun ile yıkayarak ve kolonya kullanarak dezenfekte etmeliyiz.
2. Günlük hayattan kopmadan kalabalık ortamlarda fazla kalmamalıyız.
3. Dışarıda açık şekilde satılan gıda ürünlerinden uzak durmalıyız.
4. Maske kullanma işini abartmamalıyız.
5. Bela ve musibetin Cenabı-Hak Hazretleri tarafından olduğunu unutmamalıyız. Tevbe, istiğfar ve salavatı şerife ile istiazeye devam etmeliyiz.
6. Sadaka vermeliyiz.
7. Korkmayın hali hazırda ülkemizde ve Dünya’da AİDS, Kanser, Grip gibi hastalıklardan çok daha fazla insan hayatını kaybediyor.
Güçlü ve sakin kalın Allah’a emanet olun!