İhracatta Yeni Rekor mu?

İhracatta Yeni Rekor mu?

İhracatta Yeni Rekor mu? İktidar yine algılarla milleti aldatmaya devam etmektedir. Ancak aklını kullanıp araştıran ve sorgulayan insanlar olarak bizler, bu algılarla mücadele etmeye devam edeceğiz. İhracatta yeni rekor kırılmasıyla övünüp bu yüzyılın Türkiye Yüzyılı olacağının propagandasını yapan Ak Troller, acaba ithalatında yeni rekor kırarak oluşan yeni rekor dış ticaret açığı ile neden bu kadar övünemiyorlar? Bir ülkenin ihracatının yükselmesi, yeni rekorlar kırması o ülkenin ekonomisinin gerçekten iyiye gittiğine mi alamettir?

Mevzuya avamdan araştırıp sorgulamayan, aşırı dozda A Haber propagandasına maruz kalmış bir partizan gözüyle baktığımız zaman ülkenin ihracatta yeni rekorlar kırarak uçtuğuna inanırız. Bu yüzyılın Türkiye Yüzyılı olduğuna inanırız. Ülke bu derece uçarken ekonomiyi eleştirenleri, iş bulamadığını, evine ekmek alacak dahi parasının kalmadığını söyleyenleri ise güzelce paylarız. Onlara ceplerindeki telefonları çıkarmalarını söyleriz. Eğer akıllı telefon kullanıyorsa cebinde en az 10 binlik telefon olduğunu söyleriz. Ama o telefonun neden 10 bin TL olduğunu sorgulamayız. Ekonomi kötü gidiyor diyenlerin hain ve şerefsiz olduğunu söyleriz. Ölümüne Erdoğan, ölümüne Cumhur İttifakı deriz.

Şimdi, İhracatta Yeni Rekor mu? Konusunu basit ve mantık kaidelerine uygun bir şekilde ele alalım. Eğer aklımızı doğru kullanırsak, doğru sonuçlara ulaşabiliriz. Aklımızı doğru kullanmak içinde doğru düşünmek gerekir. Düşünmenin bile bir ilmi vardır. Bu ilme ise Mantık ilmi derler. Eğer bir kimse, mantık ilmini bilirse o vakit görüşlerinde daha fazla isabet eder ve daha az yanılır.

İthalat ve İhracat Ne Demek?

İthalat ve İhracat Ne Demek? Sanırım herkes bunu biliyordur. Ama İhracatta Yeni Rekor mu? Konusunu aydınlatmadan önce değinmemiz gerekiyor. İthalat, yurt dışından bir ürün veya hizmet satın almaktır. İhracat ise yurt dışına bir ürün veya hizmet satmaktır. Ancak bunların arasındaki ilişkide önemlidir. Eğer bir ülkede ihracat, ithalattan fazlaysa o ülke üretiyor ve ürettiği ürünü ya da hizmeti yurt dışına pazarlıyor demektir. Eğer ithalat, ihracattan fazlaysa o ülke tüketiyor ve yurt dışından ürün ya da hizmet satın alıyor demektir.

Ülkeler elbette birbirlerine hem ürün satar, birbirlerinden hem ürün satın alır. Ancak burada dengeye bakmak lazımdır. Eğer bir ülkede baskın bir şekilde diğer ülkeye ürün ve hizmet ihraç ederken, diğeri ağırlıklı olarak ithal eden taraf ise burada bir şeyler ters gidiyor demektir. X ülke, Y ülkeden 100 birim ithalat yapıyor ama Y ülkeye 40-50 birim ihracat yapıyorsa, Y ülke, X ülkenin üzerinde baskın güç olur. Eğer X ülke, hem ithalatta hem ihracatta Y ülkeye bağımlıysa, o ülkenin vay haline! Çünkü ekonomik olarak Y ülkeye yularını kaptırmış demektir.

Mutlak ekonomik üstünlüğü elinde bulunduran ülke, aynı zamanda siyasi üstünlüğü de elinde bulundurur!

İhracatın ve ithalatın sürekli olarak yükselmesi, o ülkenin ekonomisinin neye göre iyiye ya da kötüye gittiğine işaret eder? Eğer ihracat oranı %10 yükselirken, aynı yılda ithalat oranı %30 yükselmişse o zaman o ülkede ithalat, ihracata baskın geliyor demektir. Bu da dışa bağımlılığın artmakta olduğu anlamına gelir. Eğer tam tersi olarak ihracat oranı %30 yükselirken, ithalat oranı %10 yükselmişse o zaman o ülkede ihracat, ithalata baskın geliyor demektir.

İhracat ve ithalat sayısal olarak sürekli yükselebilir. Sürekli her yıl yeni rekorlar kırabilir. Ama burada önemli olan ihracatın ve ithalatın sayısal değer olarak sürekli yeni rekorlar kırması değildir. Önemli olan aralarındaki ilişki ve o ülkede yaşayan insanların alım gücüne ve refahına olan yansımasıdır. Eğer ithalat, ihracattan fazla olursa buna dış ticaret açığı denir.

İhracatta Yeni Rekor mu?

Ekonominin Üstadı Azamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; “2022 yılı ihracatımız 254.2 Milyar Dolar” Demiştir. Baktığımız zaman ne kadarda yüksek bir meblağ öyle değil mi? Eğer ithalattan hiç bahsedilmezse, bunu duyan bir kimse coşkuya kapılır ve bu yüzyılın Türkiye Yüzyılı olduğunu düşünür.

2022 yılında ihracatımız 254.2 Milyar Dolar ile %12.9’luk bir yükseliş yaşayarak rekor kırmıştır. Ancak ithalat tarafına baktığımız zaman, Türkiye Yüzyılı hayalleri suya düşmüş gözükmektedir. İthalat, cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine gelerek %34.3’lük bir artışla 364.4 Milyar Dolar olmuştur. Dış ticaret açığı ise 110.2 Milyar Dolara ulaşarak yeni rekorunu kırmıştır.

Ayrıca yeni rekor kıran bu dış ticaret açığı, 1996 yılından bu yana görülen en yüksek dış ticaret açığı olarak dikkatleri üzerine celp etmektedir. Çünkü nice Ak Troller 20 yıl önceyle bugünleri kıyaslayarak AKP’yi savunmaktadırlar. Ama bu kadar rekor seviyede bir dış ticaret açığı 20 yıl önce bile yoktu. Ülke şu anda bastırılmış bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Bu kriz muhtemelen seçimden sonra çok yüksek bir sesle patlayacak ve herkes bunun altında kalacak.

Eğer bir ülkede ithalat yıllık artışı, ihracat yıllık artışından yaklaşık 3 kat fazla olmuşsa, o ülke üretip ihraç eden bir ülkeden, tüketip ithal eden bir ülkeye doğru gidiyor demektir. Böyle giderse yakın gelecekte üretmeyen ve büyük oranda tüketim bağımlısı bir ülke haline geleceğiz. Bu durumda milletin daha çok fakirleşmesi, alım gücünün daha fazla zayıflaması demek olacaktır. Bırakın algıların ve yalanların kölesi olmayı! Araştırın ve sorgulayın! Acı gerçekler kabak gibi ortada değil mi?

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir