Irk Tercih Değilde Din Tercih mi? Din bir tercihtir fakat ırk tercih değildir diyerek Türkçülük yapan zavallılara acıyorum. Hususen dinde tercih değildir! Her insan Dünya’ya Müslüman olarak gözlerini açar. Bütün insanlık “Bela” denilen zamanda Müslüman olmuştur.
Bela Zamanı
Allah ruhlarımızı yarattığı vakit; “Elestü bi rabbiküm?”, yani “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Diye sordu. Bizde “Bela!”, “Evet Rabbimizsin!” Dedik ve Müslüman olduk.
Yani daha ruhlarımız yaratıldığı vakit tüm insanlık olarak Müslüman olduk ve Dünya’ya Müslüman olarak geldik. Ancak hiçbir insan, ruhlar aleminde beklediği zamanı ve yaşadıklarını hatırlamadığı için bu sözünüde hatırlamıyor. Zaten hatırlasaydı, tüm insanlık Müslüman olurdu. Şu anda ateizm hiç olmazdı. İmtihan olmanında bir anlamı olmazdı.
Ancak ırkçılar, Müslüman ana ve babadan ve Müslüman Türk milletinden Dünya’ya geldikleri için Allah’a şükretmedikleri gibi, ırkçılık yaparak Allah’ın kaderinede aslında başkaldırmış oluyorlar. Bir kimse başka ırktan Dünya’ya geldi diye, kendi ırkını onun ırkından üstün görmek; bir nevi isyan ve aynı zamanda kibirdir. Nasıl biz kendi ırkımızı ve anamızı-babamızı tercih ederek bu Dünya’ya gelmedik, aynı şekilde kibirlik tasladığımız ırklarda kendileri bu tercihi yapmadılar.
Peygamber Efendimiz (aleyhisselâtüvesselam): “Üstünlük ancak takva iledir!” Diye buyurdular.
Bir kimse kendini ve mensup olduğu ırkını başka ırklardan üstün kılarak üstün olmaz. Bu kişi bilmelidirki, Şeytanların atası İblis’te, ilk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem yaratıldığı vakit Allah tüm meleklere ve İblis’e secde emri verdiğinde: “Ben ateşten yaratıldım, O ise topraktan yaratıldı. Ben ona secde etmem. Ben ondan üstünüm!” Diyerek kibir gösterdiğinden dolayı Allah’ın emrine karşı gelmiş ve lanetlenmiştir.
Türk Milletinin Şerefi ve Üstünlüğü
Türkler, İslam dini ile müşerref olduktan sonra, bu dine en büyük hizmetler eden millet olma şerefine nail olmuşlardır. Bu sebepten dolayı atalarımızla gurur duymak ayrıdır, onların bu şerefleri ve izzetleri üzerinden, bu dine zerre katkı göstermeyip birde kendi ırkını üstün kılıp başka ırkları aşağı görmek ayrıdır! Birde Irkçılıklarını İslam düşmanlıklarıyla pekiştirenler…
Peygamber Efendimiz (aleyhisselâtüvesselam): “Doğudan bir kavim İslam dinini kabul edip, bu dinin koruyuculuğunu üstlenecektir.” Diye buyurdular.
Baktığımız zaman Doğudan Müslüman olan kavim Türklerdir ve Türkler gerçektende İslam’ın koruyuculuğunu üstlenmişlerdir. Hatta Yavuz Sultan Selim Han ile birlikte Ümmeti Muhammedin hem koruyuculuğunu, hemde liderliğini üstlenmişlerdir. Ancak bugün bu şerefli Türk atalarımızın kesik tırnağı kadar bile olamayacak olan bazı güruhlar, Türkçülük yaparak başka ırklardan kendilerini üstün görmektedirler. Halbuki beş kuruşluk değerleri yoktur haberleri yok!
Bu milleti şerefli ve üstün yapan, Türk olmaları değil, takva ve ihlas ile Allah yolunda cihad etmeleriydi. İslam dini asırlarca genel olarak Türklerin kılıçlarıyla yayılmıştır ve Ümmeti Muhammed, asırlarca Türklerin kılıçlarının gölgesiyle güvende olmuştur. Yani Türkler, ırklarından dolayı değil; Müslüman olup ihlasla ve takva ile Dini Celili İslam yolunda cihad ettikleri için üstün olmuşlardır. Ama bugün baktığımızda, onların torunları olan bizler, daha kendi ailemize ve hatta kendimize bile hayrımız yok. Nasıl olurda, hangi yüzle ve kime üstünlük taslayabiliriz. Ayrıca Türk atalarımız, İslam’a ve ümmete olan bu kadar hizmetlerine rağmen asla ne ırkçılık yapmışlardır, ne de kimseye üstünlük taslamıştır. Bizim onları üstün görme sebebimiz, tamamen Allah yolunda takva ve ihlas ile cihad etmeleriyle alakalıdır. Yoksa asla ırkçılıkla alakalı değildir. Ama bugünkü Türkçülere baktığımızda ise, birçoğunun İslam’dan çok uzak olduklarını ve hatta bazılarının İslam düşmanı olduğunu görüyoruz. İslam düşmanı oldukları için hâşâ “ALLAH” kelimesinden bile haz etmeyip, onun yerine “Tanrı” kelimesini kullanmayı tercih ediyorlar. İslam ile birlikte Türk kültürünün İslam kültürü ile özdeşleşmesine hiçbir şekilde tahammül edemiyorlar ve buna karşı çıkıyorlar. Sanki Türkler İslam ile müşerref olmadan önce büyük bir kültürel ve edebi zenginliğe sahiplermiş gibi havaya bürünüyorlar.
Müslüman Olduktan Sonra
Türkler, Müslüman olduktan sonra İslam dinine ters olan örf ve adetlerini terketmekle birlikte, Türk kültür ve geleneklerini koruyup devam ettirmişlerdir ve İslam dini ile birlikte gelen kültürel ve edebi zenginlikle, Türk kültürünü özdeşleştirmişlerdir. Ortaya Türk-İslam kültürü çıkmıştır. Yani İslam dinini kabul etmekle birlikte Türklük asimile olmamış; bilakis Türklük, İslam dini ile birlikte kendini bulmuş ve tekâmüle ermiştir. Türkler, İslam diniyle müşerref olup Allah yolunda ihlasla ve takvayla cihad ederek izzet ve şeref kazanmışlardır.
Bendeniz bir Türk olarak ecdadımla her zaman gurur duyuyorum ve onlara layık bir torun olamadığım için utanıyorum. Ama ecdadımızın kesik tırnağı bile olamayanlar, küstahça ve şedid bir şekilde ırkçılık yapabiliyorlar. Irkçılıklarını birde İslam düşmanlığı ile pekiştirebiliyorlar! Bunlara Allah hidayet versin! Irkçılık fitnesinden hem Müslüman Türk milletini, hemde tüm İslam milletlerini muhafaza eylesin.
Bilinmelidir ki, Kuran-ı Kerim’de emredildiği gibi; Müslümanlar ancak kardeştirler ve üstünlük ise ancak takva iledir! Kopmuş tesbih taneleri gibi dağınık olan İslam Dünyası, ancak din kardeşliği şuuruyla birlik ve güç meydana getirebilir. “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur!” Söylemi, tamamen İslam’dan kendini soyutlamış Türkçülerin uydurduğu bir sözdür. Bugün Türk Dünyası ülkelerininde dahil, neredeyse tüm İslam ülkelerinin siyasi liderleri; Siyonist-Mason hegemonyasının kuklaları hainler olabilirler. Ancak İslam milletlerinin büyük çoğunluğu Türk düşmanı değildirler! Bilakis bizim din kardeşimizdirler. Irkçılık, bu milleti İslam Dünyasından ancak soyutlar ve dahada yalnızlaştırır!