İslamda Toplumsal Ekonomi ve Yahudi Tezgahı Kapitalizm

İslamda Toplumsal Ekonomi ve Yahudi Tezgahı Kapitalizm

İslamda Toplumsal Ekonomi ve Yahudi Tezgahı Kapitalizm: Hazreti Allah’ın nizamı ve kanunları kulları için her daim bazen idrak edemeyecekleri, bazen de anında faidesini hissedecekleri ama asla hak ve hukuk bakımından ziyana uğramayacakları yegane sistemdir.

Günümüzde ihtiyaç kalemlerinin sürekli arttığı her yıl gider hanesine bir kalemin daha eklendiği bu dönemde insanlar ihtiyaçlarını temin edebilmek için, bir ev bir araba için kapitalist sistemin en büyük öğütücüsü olan bankaların kucağında esir durumda bulunuyor.

Evvela Olması Gereken Üç İhtiyaç

Halbuki İslamiyet bir mümin için evvela üç şeyin olmasını savunmuştur. Müslümanın kendini ve imanını daha iyi muhafaza edip harama meyletmemesi için evlilik, Müslüman’ın ikamet edeceği ve ailesini barındıracağı bir ev, Müslümanın cihad edeceği ve işlerini kolayca halledebileceği bir binek.

Evvelden rüşt çağına eren gençler helalinden, temiz ve saliha bir eş bulur, ailesi yahut eşinin ailesi vasıtası ile mütevazi bir ev inşa eder, günlük hayatını idame edeceği bir işi olur ve kapısında kötü bir eşek dahi olsa bineği olurdu. Ve bunlara sahip olmak için bir ömür tüketmez hem kendisine, hem ailesine hem dinine ayıracak vakti olurdu.

Fakat kapitalist düzenin zorbalığı, acımasız yöntemleri ve kapitalist sistemin insanların zaaflarını istismar ederek israf ve tüketim çılgınlığına teşvik etmesi neticesinde bir Müslüman için temel ihtiyaç olan bu 3 madde adeta erişilmez hale getirilmiş ve insanlar tüm ömür sermayelerini bu uğurda heba etmiş ve bunu elde etmeyi bir insanın hayatında elde edebileceği en büyük başarı ve meziyetler arasına dahil etmiştir.

Öyle bir hale gelmiş ki… Peygamber Efendimizin (aleyhisselâtüvesselam) ümmeti, Müslüman olduğunu iddia eden bir baba kızına talip olan abdestsiz, namazsız, Allah korkusu bilmeyen fakat dünyalık makamı, evi arabası olan damat adayını “Allah ilerde damada hidayet eder düzelir” diye kızını vererek hem kendi ahiretini hem kızının ve neslinin ahiretini az bir dünyalık karşılığında yıkmayı göze almıştır.

Diğer taraftan Allah korkusu olan, alnı secdeli, kalbi imanlı bir Müslüman kızına talip olduğu zaman makamı ve mevkisi yok diyerek, düşük kazançlı bir işe sahip diyerek, evi arabası yok diyerek red edip, Hazreti Allah’ın rızka kefil olduğunu unutarak imanı ile büyük bir çelişki hatta zıtlık ve inkar seviyesine düşmüştür.

Hazreti Allah’ın Ahkamı Her Sıkıntıya Merhem

İslam ve Hazreti Allah’ın ahkamı her sıkıntıya merhem olduğu gibi kapitalist düzenin bu merhametsiz anlayışına karşı bir Müslümanın hatta bir Gayri Müslim olanın bile başını ağrıtmayacak haksızlığa uğratmayacak çözümler sunmuştur.

Evvela İslam’da her insan, bugün asgari diye tabir ettiğimiz geçim şartlarını karşılayacak bir işte çalışma, bir iş kurma, ticaret yapıp para kazanma hakkına sahiptir. Bu şekilde İslam’ın bize ekonomik anlamda sunduğu ilk çözüm maaş yahut ticaret kazancıdır.

Eğer bir kimseye kazandığı yetmez ve muhtaç hale düşer ise bu sefer zenginlerin görevi olan ve mallarının 40/1 kısmını vererek ihtiyaç sahibini korudukları sistem devreye girer. Bu şekilde İslam’ın bize sunduğu ikinci çözüm zekat müessesesidir.

Zekat müessesi kafi gelmeyip kişinin muhtaçlığı devam ediyorsa bu seferde zenginin Allah’a de rızasına yaklaşmasına vesile olan yardım sistemi devreye giriyor. Bu şekilde İslam’ın bize sunduğu üçüncü çözüm sadaka müessesedir.

Sadakanın yeterli gelmediği ihtiyaç halinin devam ettiği zaman ise sırası ile;

  • Karzı Hasen
  • Vakıfların İhtiyaçları gidermesi
  • Müslümanların birleşip ihtiyaç sahibinin sıkıntısını çözmesi
  • Bu çözümlerin kafi gelmediği yerde halifenin bizzat ihtiyaç sahibinin sıkıntısını yüklenmesi gibi kalıcı çözümler devreye girerek insanın yaratılış gayesini unutup ömür sermayesini bir ev, bir arabaya ipotek etmesine mani olmaktadır.

Kapitalist Sistemde Düşülen Durum

Lakin kapitalist düzende en ufak bir maddi sıkıntı anında hali vakti yerinde ve size muhabbeti olan bir aileniz yoksa ki… buda bir noktaya kadar sürebiliyor; en sıkışık anınızda dostunuz düşmanınız belli oluyor kendinizi bankanın, finans kuruluşlarının, tefecilerin önünde buluyor adeta imanınızı, canınızı ömür sermayenizi ipotek ederek kendinizi kurtarmaya çalışıyor adete yağmurdan kaçarken doluya tutuluyorsunuz.

Allah’ın ahkam ve nizamından korktuğumuz için kapitalist düzene boyun eğip bir saat dahi yaşamanın garantisi olmayan dünyada beş yıl evlilik, on yıllık ev, beş yıllık araba esaretine mecbur kalıyoruz. Evliliğin en güzel ve en verimli yılları borç ödeme stres ve sıkıntısı ile, geriye kalan kısmı ise anne-baba çalışarak ev borcu, araba borcu ödeyerek evlatlarının gelişiminden uzak bir şekilde stres ve sıkıntı içerisinde geçiyor.

İnsan ne kendine, ne ailesine, ne dinine, ne ibadetine vakit ayıramadığı için bir türlü iç huzura ve sükunete kavuşamadan ya bu dünyadan göçüp gidiyor yahut bu stres ile eşler birbiri arasında veya evlatları arasında anlaşmazlıklar, kopmalar yaşayarak hem madden hem manen birbirlerini kaybediyor.

Elbet bir Müslüman en güzel eve sahip olmalı, en güzel arabaya sahip olmalı, mutlu ve huzurlu bir yuvaya sahip olmalı lakin böyle değil! Yönü ve usulü böyle olmamalı. Ömrünü, alın terini, imanını ipotek ettirerek değil; helal kazanç ile muhtaç hale gelmeden huzur içinde bunu yapabilmeli.

Fakat bunların bu derece zor ve ömre bedel hale gelmesinin sebebi her şeyi bilen ve gücü yeten Allah’ın şeriatı ve nizamını bile isteye terk edip, hatta düşman kesilip, çözümü Yüce Allah’ın Müslümanlara ve insanlığa düşman diye bildirdiği Yahudi’nin kapitalist düzeninde, insan ve toplumun sorunlarına bir faide sunup bin zarar ve ziyana sebep olan beşeri, uyduruk, Allah’a ve dinine düşman olanların yürürlüğe koyduğu işe yaramaz kanunlar bütününde arıyor olmamızdır.

Çözüm Nedir?

Çözüm ise yüz yıldır ülkemize, milletimize, ümmetimize bu rezil ahvali, kapitalist düzeni ve zararı faidesinden fazla olan beşeri kanunları musallat eden müstebit, laik, bekçi sistemden kurtulmak ve sahih itikatlı liderler etrafında birleşerek insanların can, mal ve şereflerini güven içinde muhafaza eden ilahi ve İslami bir nizam ve yönetim oluşturmaktır.

Lakin sahih itikatlı liderler derken, günümüzün fırıldak, menfaatçi, yalancı ve ikiyüzlü siyasetçilerini anlamak ve lider kabul edip pespayeliklerine ortak olmak ve bu müstebit sistemi def etmek için evvela kurallara uyarak sistemi ele geçirip sonra istediğimiz sisteme geçeceğiz diye hayal peşinde koşmak, yahut hayal satanlara tabi olmak en basit tabirle ahmaklıktır.

Unutmayın bu sistemi kuran düşman dinsiz, imansız lakin aptal değil!

Şüphesiz Hazreti Allah’ın hak vaadidir son Dini İslam’ın tekrar hükümran olması ve küfrün tamamen imha edilmesi. Dolayısı ile böyle bir düzen hayal değil ve uzakta değil. Cenabı-Hak bu uğurda yolunda gidenlerden ve sonucu bizzat müşahede edenlerden olmayı nasip eylesin! Müslümanlara hayal satanlara ve zalimlere bir an olsun meylettirmeden emaneti teslim nasip eylesin!

Selam ve dua ile!

Yazan - Yusuf Yiğit

Avatar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir