Kainat Tesadüfen mi Oluştu? Modern bilim, kainatın büyük patlama bing bang ile meydana geldiğini kabul etmektedir. Materyalist, Evrimci ve Ateist ön kabullerle bilimi yorumlayan bilim insanlarına göre büyük patlama kendi kendine tesadüfen olmuştur. Büyük patlamadan sonra ise canlılar ilk hücreden evrimleşerek milyarlarca yılda çoğalıp çeşitlenmişlerdir.
Günümüzdeki bu kadar canlı çeşitliliğini tesadüf kelimesiyle izah ediyorlar. Tabi bu ön kabulünde hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Sadece kanıtlanmamış, kanıtlanması ise imkanı gayri kabil olan bir varsayımdır. Tıpkı Evrim Teorisi gibi! Peki muazzam bir kudret ve sanat eseri olan Kainat Tesadüfen mi Oluştu? Bir binanın tesadüfen oluşma olasılığı yüz kaçtır? Kainatın tesadüfen oluştuğuna inanan kaç kişi, bir binanın tesadüfen oluşacağına aynı şekilde inanır?
Kainat sonradan, muhdis olan Allah tarafından yoktan yaratılmıştır. Yani muhdestir. Kainatın muhdes olduğu, yani yoktan meydana geldiği sabit olunca buna yaratıcı, var edici gerekir. Zira bir yaratıcı olmadan Kainatın meydana gelmesi imkansızdır, saçmalıktır! Allah’ın muhdes (yaratılan) olması mümkün değildir.
Allah muhdis (yoktan yaratan) olandır. Allah’ın muhdes olmayıp muhdis olduğu açıktır. Allah’ın varlığı zorunludur ve Allah mutlak olarak kadimdir ve ezelidir. Zira Allah’ın varlığını inkar etmek bir mantık hatası olacaktır. O halde bu Kainat nasıl oluyor da yoktan bir şekilde bu kadar nizam ve intizam içinde meydana gelebiliyor?
Müslümanlar olarak iman ediyoruz ki, yaprak bile Allah’ın izni olmadan kımıldamaz. Allah, yaprağın kımıldaması için rüzgarı yaratmıştır. Yaprağın kımıldaması için azda olsa bir rüzgara ihtiyaç vardır ya da bir insan onu eliyle müdahale ederek (Allah’ın izniyle) kımıldatır. Bir yaprak bile kendi kendine kımıldayamaz iken, bir sebebe muhtaç iken, Kainat nasıl kendi kendine tesadüfen meydana gelebilir?
Ömer en-Nesefî’nin, Akaid-i Nesefî adıyla bilinen meşhur akaid risalesinin şerhi olan Sadettin Taftazani tarafından yazılan Şerhu’l Akâid isimli eserinde, Âlemin hudûsü (sonradan yaratılması) hakkında şöyle demektedir:
“Âlem, her zerresiyle hâdistir (sonradan yaratılmıştır). Zira âlem, a’yan ve arazdan oluşmaktadır.
A’yan; kendi başına kaim olan şeydir. Âlem; Allah Teâlâ’nın dışında olan ve Allah’ın varlığını bildiren bütün varlık anlamındadır.
Kainatın Tesadüfen Oluşmasının İmkansızlığı
Kainatın tesadüfen oluşması imkansızdır. Çünkü Kainatın içindeki hiçbir şey tesadüfen ve gelişigüzel değildir. Eğer Kainat tesadüfen oluşsaydı, içindeki her şeyde tam bir kaos hakim olurdu. Ancak âlemde mükemmel bir nizam ve intizam vardır.
Eğer Allah’ın varlığına akli delil sorulacak olursa, buna cevap şu şekildedir:
“Allah’ın varlığına akli delilim, bu âlemin varlığı ve bu âlemdeki nizamla intizamın devamıdır!”
Yukarıda da bahsettiğim üzere Allah mutlak olarak muhdis ve âlem ise mutlak olarak muhdestir. Allah bu Kainatı yarattığı gibi, Deistlerin iddia ettiği şekilde başıboş kendi haline de bırakmamıştır. Âlemdeki nizam ve intizamın kendi kendine devam ettiğini düşünmek, âlemin kendi haline bırakıldığını düşünmek saçmadır.
Misal verecek olursak; bir fabrika kuruyoruz ve o fabrikanın çalışması, üretmesi için hiçbir eylemde bulunmuyoruz. Fabrikanın kendi kendine işçilerle dolmasını ve bu işçilerin çalışıp üretim yapmasını bekliyoruz. Sizce bunun gerçekleşmesi ne kadar mümkündür? Bu beklenti ne kadar mantıklıdır?
Evrenin tesadüfen oluşması ve bunca nizamın tesadüfen meydana gelmesi muhaldir. Tesadüf, olasılıklar dahilinde gelişigüzel rastlantıdır. Oysaki İslam dininde tesadüf diye bir şey yoktur. Hiçbir şey gelişigüzel rastlantı değildir. İslam dininde tevafuk vardır. Tevafuk, birbirine uyumlu olarak oluşan düzendir. Bu ise tesadüfle açıklanamaz. Bu âleme ve bu âlemdeki nizamla intizama baktığımız zaman, birbirine son derece uyumlu olarak yaratıldığını görüyoruz.
Kainat Tesadüfen Oluştu Diyenler Kendileriyle Çelişiyor
Kainatın tesadüfen meydana geldiğini söyleyenler kendileriyle çelişiyorlar. Kainat, tesadüfen büyük patlamayla oluştu ve yine tesadüfen, bir yaratıcı müdahalesi olmadan evrimleşerek bugünlere geldi diyorlar. Ancak bugün evrimi savunanlar, biyolojik robotlar yapıyorlar. Bu şekilde Allah’ın (haşa) yaratma vasfına sahip olmaya çalışıyorlar. Üstelik bu yaptıkları robotlarda evrimleşmiyor!
Allah sayısız canlı türünü aynı anda, birbirinden evrimleştirmeden yaratmıştır. Evrim Teorisinin yalanlarını ortaya koyduğum makalemi mutlaka okuyunuz! Evrim Teorisi Yalan mı? Başlıklı makalemi, başlığın üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz.
Yapay zeka ve robot teknolojisi ile insansı robotlar üretiyorlar. İnsan gibi yüz mimiklerine sahip olan, koşan ve hatta takla atan, yere düştükten sonra kalkabilen… robotlar üretiyorlar. Dahası ise bir milimetre genişliğinde Xenobot isimli adeta bir mikroorganizmaya benzeyen biyolojik makineler dahi üretebiliyorlar. Bu biyolojik makineler, Afrika Pençeli Kurbağası embriyolarından alınan deri ve kalp hücrelerinden yapılmıştır. Bu biyolojik makineler, belli koşullara göre kendi kendini kopyalama özelliğine sahip biyoteknolojik mikro robotlardır.
İnsanlar, Allah’ın kendilerine bahşettiği akıl nimeti ile önce Allah’ı inkar ediyorlar. Allah’ı ve yoktan yaratıcı olduğunu inkar eden bu insanlar daha sonra geliştirdikleri teknolojiler ile yaratıcı olmaya çalışıyorlar! En büyük iki yüzlülük bu olsa gerek!
Eğer bugün insanlar yapay zekayı programlayarak istedikleri özelliklere sahip robotlar icat edebiliyorlarsa, Allah yoktan yaratmaktan ve yoktan yarattığı bu Kainatta nizam ve intizam kurmaktan aciz midir? Sayısız canlı türünü aynı anda yaratmaktan aciz midir? Onlar yaptıkları robotları başıboş bırakmıyorlar da, Allah yarattığı Kainatı ve içindeki bütün mahlukatı başıboş mu bırakıyor? Bu alemdeki nizam ve intizam nasıl tesadüfen olabilir? İnsanın yaptığı hangi şey tesadüfen meydana geldi ki, bu Kainat ve içindeki her şey tesadüfen meydana gelsin?
Halen daha Kainat Tesadüfen mi Oluştu? Diye düşünüyor musunuz? O halde bir boş bardak ve yanına da içi su dolu bir sürahi koyun. Bakalım ne zaman sürahi kendi kendine o bardağın içine su dolduracak?