Öncelikle Karadeniz ‘de bulunan 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi vatanımıza milletimize hayırlı olsun. Her ne kadar ülkemizi şaha kaldıracak miktar da bir keşif olmasada, umutlarımızı artırdı. Bu keşiflerin devamının gelmesi de kuvvetle muhtemeldir. Bendeniz de yazımda Karadeniz’de Doğalgaz Keşfinin Devamı Gelirse Etkileri Ne Olur? Sorusunu cevaplayacağım.
Karadeniz’de henüz ilk keşif yapıldı. Herkes mutlaka biliyor ama bulunan doğalgazın bizi süper güç yapacağını zannedenler vardır belki düşüncesiyle hatırlatmak için söylemek istiyorum. 320 milyar metreküp doğalgaz bizim 6-7 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak kapasitede ve 60-70 milyar dolarlık değere sahiptir. O yüzden fazla celallenmemekte ve soğuk kanlı olmakta fayda vardır. Önemli olan bu keşfin arkasının gelmesi ve trilyonlarca metreküp doğalgaz bulmamızdır. Eğer bu başarılırsa ki, bana göre başarılması kuvvetle muhtemel, işte o zaman geleceğe umutla bakabiliriz. Devlet ve millet olarak asrın fırsatı elimize geçti diyebiliriz. Ancak bu fırsatı hiç etme potansiyeli çok yüksek bir iktidar devletimizi yönettiği içinde ciddi endişelerimiz var. Yazımızın konusu şu an bu olmadığından, bu endişelerimi anlatacağım yazı bir sonraki yazı olacaktır.
Bizim Karadeniz’de belkide birkaç yıl içerisinde bulmamız mümkün olan trilyonlarca metreküp doğalgaz bulunursa, dış politikada ne gibi etkileri olur? Rusya ile ilişkilerimiz hangi boyuta evrilir? Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz hangi boyuta evrilir? Doğu Akdeniz politikamız ve Yunanistan’la yaşanan sorunlar çözülür mü? Tüm bunları cevaplayacağım. Tabi bunlar sadece öngörülerim olacak. Olasılıktan ibaret olacak. Yoksa kesin olarak böyle olacak diye bir şey söylemek olmaz. Kimse gelecek hakkında kesin olarak konuşamaz. Ancak olasılıklar üzerinde yorumlar yapar.
Rusya ile İlişkilerimiz Ne Olur?
Eğer Türkiye Karadeniz’de trilyonlarca metreküp doğalgaz keşfi yaparsa ve artık enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulup ihraç eden bir ülke konumuna ulaşırsa, ilk müşterimiz Avrupa olacaktır. Rusya’nın en önemli gelir kaynağı ise Avrupa’ya gerçekleştirmiş olduğu doğalgaz ihracatıdır. Böyle olunca Rusya bu durumdan hiçte hoşnut olmayacaktır. Avrupa ise Rusya’ya olan enerji bağımlılığından rahatsızdır ve bu bağımlılıktan kurtulmak için Türkiye’den doğalgaz ihraç etmesi kaçınılmaz olacaktır.
Böyle bir senaryoda şüphesizki Rusya ekonomisi darbe yemiş olacaktır. Bizimle olan ilişkileri ise şimdiki gibi sözde dostane olmayacaktır. Zaten Rusya ile olan ilişkilerimiz sadece ve sadece çıkar ilişkisinden ibarettir. Ancak ortak bir çıkarımız olduğunu da düşünmüyorum. Nasıl bir çıkar ilişkimiz var onuda anlamış değilim. Bizim artık Enerji bağımlısı olan değil, artık enerji ihraç eden bir ülke olmamız ve aynı zamanda bütün enerji hatlarının geçiş güzergahı, yani köprüsü olmamız aslında başta Rusya olmak üzere hiçbir devletin işine gelmeyecektir. Köprü olmamızdan yana bir sıkıntı yok ama artık Doğalgaz zengini ülkelerin değilde, kendi doğalgazını ihraç eden bir ülke olmamız, en başta tabikide Rusya’yı rahatsız edecektir. Rusya ekonomik olarak büyük bir darbe yiyecektir.
Avrupa Birliği ile İlişkilerimiz Ne Olur?
Avrupa için ise öncelikli tehdit, Türkiye’deki iktidar yanlısı medyanın ve sosyal medyanın abartarak anlattığı gibi Türkiye değil, Rusya’dır. NATO niçin kuruldu? Türkiye için mi kuruldu yoksa Rusya için mi kuruldu? Zaten Türkiye’de NATO üyesi bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye şu an için her ne kadar Rusya ile yakınlaşıp Avrupa ve ABD ile arasına mesafe koysada, eğer Karadeniz’de çok ciddi doğalgaz keşifleri gerçekleşirse Rusya’yla arası hiç iyi olmayacaktır. Rusya ekonomisi büyük darbe yiyecektir. Çünkü Avrupa, Rusya’dan değil Türkiye’den doğalgaz ihraç edecektir ve birden bire Avrupa ile ilişkilerimizde iyileşecektir. Zaten devletler arası ilişkiler tamamen çıkar ilişkilerinden ibarettir. Çıkarlar örtüşmeye başlayınca ilişkilerde gelişmeye başlar. Dün kanlı bıçaklı olan devletler ertesi gün kanka olabilirler. Aynı şekilde dün kanka olan devletlerde ertesi gün kanlı bıçaklı olabilirler. Kısacası devlet ilişkilerinde asla duygusallığa yer yoktur. Bunada realizm denir!
Doğu Akdeniz ve Yunanistan Meselesinde Türkiye’ye Etkisi Ne Olur?
Ne demiştik? Karadeniz’de ciddi miktarda doğalgaz keşiferi yapılırsa ve Türkiye enerji ihraç eden bir ülke konumuna gelirse, bundan en büyük ekonomik darbeyi Rusya yer ve dolayısıyla Rusya ile ilişkilerimiz şimdiki gibi olmaz. Avrupa’da Rusya’ya enerji olarak bağımlı olmaktan son derece rahatsız ve onlar için asıl tehdit Türkiye değil, Rusya’dır. Böyle bir durumda Avrupa bizden enerji ihraç etmeye başlayacaktır. Dolayısıyla ilişkilerimizde kaçınılmaz olarak düzelecektir. İlişkilerimiz düzelincede Doğu Akdeniz ve Ege Denizi meselelerinde, bizim Mavi Vatan politikamızı destekleyeceklerdir. Yunanistan yalnız kalacaktır!
Doğu Akdeniz’de ve Ege Denizinde Yunanistan ve onun yavrusu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Türkiye’nin çıkarlarını sürekli tehdit ediyorlar ve Türkiye’nin haklarını gasp etmek için çaba sarf ediyorlar. Bunun için Türkiye’yle tek başlarına mücadele edebilecek kapasiteleri olmadığından dolayıda, arkalarına ABD ve AB ülkelerini almak için ABD ve AB ülkelerine kendi egemenlik hakları olan bölgelerinde çeşitli imtiyazlar tanıyorlar. Yoksa emin olunki AB ve ABD’de Yunanistan’ın safında olmazdı Türkiye’ye karşı! Bunda Türkiye’nin Batıdan her geçen gün uzaklaşıp Rusya ve Çin’e yakınlaşmasınında büyük etkisi var.
Batı için Türkiye mi Yoksa Yunanistan mı Önemlidir?
ABD ve Avrupa için Türkiye mi yoksa Yunanistan mı daha önemli bir ülkedir diye sorulacak olsa, bu soruya dünyanın hiçbir yerinde Yunanistan cevabını verebilecek ahmak bulmak mümkün değildir. Tabiki de tartışmasız olarak Türkiye, stratejik olarak Yunanistan’danda kat kat daha mühim bir ülkedir. Batı çok iyi biliyor ki, Türkiye kendisinden kopup doğu bloğuna dahil olursa, Batı’nın orta vadede bu bölgede hegomanyası büyük bir darbe yiyecektir.
Türkiye gerek tarihi misyonu, gerek bulunduğu coğrafi konumu ve gerekse gücü bakımından asla kaybedilmemesi gereken bir ülkedir. Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşması, Rusya’nın Türkiye üzerinden Ortadoğu’da da kendi hegomanyasını kurmak olacağından ve Çin’in Afrika’ya her geçen gün artan ilgisi ve yatırımları neticesinde Afrika’nın da Batı hegomanyasından çıkmasıyla artık Batı’nın çöküş dönemi başlamış olacaktır.
Bunların hepsinin farkında olan Batı, Türkiye’yi tamamen kaybetmeyi göze alamaz. Zaten NATO’da, Türkiye-Yunanistan geriliminden son derece rahatsız ve iki NATO ülkesinin savaşmasının felaket olacağı düşüncesindedir.
Türkiye’de doğalgaz bulduğunda ihraç edebileceği tek kıta Avrupa olacağı için, her iki tarafında çıkar ilişkisi söz konusu olacak. Böylece Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler hızla düzelecek. Böyle olunca Yunanistan bir it gibi mualeme görecek. Türkiye’ye karşı birden bire yalnız kalacak. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ve Ege’deki hakları için Avrupa Türkiye’nin yanında olmak zorunda kalacak. Doğu Akdeniz’deki doğalgazlar ise Girit Adası ve Yunanistan üzerinden değilde, Türkiye üzerinden Avrupaya aktarılacak. Türkiye’ninde doğalgaz rezevrleri bulmasıyla birlikte, Türkiye çok kısa zamanda bölgenin tartışmasız en güçlü ülkesi haline gelecek ve bölgesel güç statüsüne resmen kavuşacak.
Sonuç
Karadeniz’de eğer Türkiye trilyonlarca metreküp doğalgaz bulursa ve enerji ihraç edebilecek potansiyele erişirse, o zaman Türkiye için fırsatlar silsilesi meydana gelecektir. Ancak günübirlik siyasetle devleti yöneten başımızdaki liderlerimiz, bu fırsatlar silsilesini görebiliyorlar mı ve hakkıyla değerlendirebilecekler mi bilemiyorum. Bu konuda endişelerim var. Bizim illa Batı veya Doğu Bloğuna ait olmamıza gerek yok. Elimizdeki fırsatlarla öncelikle tartışmasız bölgesel güç olmalıyız ve Batı ile Doğu Bloğu arasında Orta Blok oluşturmalıyız. Herkes batı veya doğu bloğu diye kendini şartlandırmışken, orta bloğun aynı zamanda İslam Dünyası olduğunu atlamaktadır. Eğer biz Orta blok oluşturmayı başarırsak, Bu bizi önce bölgesel güç ve sonrada büyük güç haline getirecektir. İdeal sahibi olmak güzeldir. Ancak idealler, idealist politikalarla değil, realist politikalarla gerçekteştirilebilir.