Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi?

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi?

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi? Faizle mücadele propagandası yapan, lakin bu propagandaya karşın büyük çelişkiler silsilesiyle ekonomi politikasını yürüten AKP İktidarı, iki hafta evvel Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemini devreye sokarak, parasını faizde (vadeli mevduat hesabında) TL olarak yatıran vatandaşlara, eğer Dolar, mevcut faiz miktarının da üzerinde bir yükseliş yaparsa bu farkı devlet hazinesinden (yani milletin alın teri ile kazanıp helal kazancıyla ödediği vergilerinden), parasını faize yatıran faiz yiyicilerine ödeyerek destek vereceğini ilan etmiştir.

Yukarıdaki paragrafta kullanmış olduğum cümle kalıplarından dahi, bu işin hiçbir surette caiz olamayacağını anladığınızı düşünüyorum. Vadeli Mevduat hesabının kendisi caiz değil ki, kur korumalı hali caiz olsun?

Ayrıca burada çok ciddi bir mantık hatası da yatmaktadır. Neden kur hareketliliğine karşı esnafı, çiftçiyi, üreticiyi, tüccarı… koruyucu ekonomi tedbirleri alınmıyor da, parasını hiçbir yatırımda değerlendirmeyip sadece faiz geliri elde eden kimselere böyle bir destek veriliyor?

O zaman şu soru gündeme gelmez mi! Hani faiz ile ve faiz lobisi ile mücadele ediliyordu? Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemi ile bırakın faiz lobisi ile mücadele etmeyi, onlara kur farkı garantisi vaat edilerek en büyük desteklerden biriside sağlanmış olmuyor mu?

Günümüzde Bazı Hocalar Bu İşe Ne Diyor?

Elbette ki aklı başında hiç kimse, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat caizdir, gidin paralarınızı yatırın ve çatır çatır yiyin demez. Günümüzde sosyal medyada da bilinen, insanların güvendiği hocalardan da kimsenin bu işe cevaz verdiğini duymadım. Lakin Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemini ve caiz olmadığını anlatırken bazı mantık hatalarına şahit oldum.

Diyorlar ki; bir kimse vadeli mevduat hesabına para yatırırsa bu faiz olduğu için caiz değildir. Faizli hesabın kur farkından doğacak zararı devletin karşılaması caizdir. Devletin asli görevlerinden birisinin de, vatandaşın parasının değerini korumak olduğunu, bu sebeple bankada vadeli ya da vadesiz hesaba para yatıranların mağduriyetlerinin (!) giderilmesi için devletin kur farkını bu vatandaşlarına hibe etmesi normaldir.

Hatta bu devletin asli görevlerindendir. Ancak vadeli hesaplar demek, faiz geliri elde edilen hesaplar olduğu için buralara para yatırmak caiz değildir.

Eğer bir kimse katılım bankalarında vadeli mevduat hesabına para yatıracak ise, buradan elde ettiği vadeli mevduat gelirini ihtiyaç sahiplerine, fakirlere dağıtmalıdır. Böylece hem parasının değerini korumuş olur, hem de o hamaseti (faizi) kendine bulaştırmamış olur. Ancak kur farkından doğan parayı devletin, parasını TL vadeli mevduat hesabına yatıranlara vermesinde ve bu parayı alıp kendisi için harcamasında bir beis yoktur denilmektedir.

Yani parasını vadeli (faizli) mevduat hesabına yatıran kimselere kur koruması adı altında para verilmesi, devletin vatandaşa olan vazifesi olarak telakki edildiğinden caizdir! Şeklinde dolambaçlı, kafa bulandırıcı ve mantık hataları ile dolu fetvalar mevcuttur.

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi?

İşin esasında ise Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemi kesinlikle caiz değildir. Ne vadeli hesapta vatandaşın faizli gelir etmesi, ne de kur farkından doğan karşılığın devlet tarafından, parasını vadeli hesaba yatıranlara hibe olarak verilmesine caiz denilemez. Bu hibeye ise, devletin asli vazifelerinden olan vatandaşın alım gücünü koruması hiç denilemez!

Çünkü milletin alın teri ile kazanıp devlete zaten oldukça yüksek olarak ödediği vergileri devlet; yine millete hizmet etmek için, ülkeyi kalkındırmak için, milletin maddi refahını artırmak için, millete sosyal hizmetlerde bulunmak için… kullanmakla mükelleftir. Ancak devlet bu vazifelerin hiçbirisini hakkıyla yerine getiremediği gibi, hatta bu makalenin konusu olmasa bile devleti yönetenlerin halkın desteği ve güveni ile emanet olarak oturdukları makamlara ihanet etmeleri de cabasıdır!

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Vatandaşa Hizmet Değildir!

Vadeli hesaplara kur koruması adı altında kur farkından doğan mağduriyetin giderilmesi için verilen farkında yine vatandaşa bir hizmet olarak telakkisi mümkün değildir. Çünkü faizde yatan paranın ülke ekonomisine hiçbir katkısı olmaz! Aksine o ülkede üretimi, yatırımı azaltır ve enflasyonun daha da yükselmesine sebep olur.

Buna paralel olarak döviz kurlarının da TL karşısında daha da yükselmesine, vatandaşın alım gücünün daha da azalmasına, maddi ve manevi mağduriyetlerin daha da artmasına sebep olur.

Haram ve helal tanımayıp para gelsin de nereden gelirse gelsin anlayışı ile parasını TL vadeli mevduata yatıranların parası kur koruması altında olurken, yani onların alım güçleri devlet tarafından muhafaza altında olurken; haram olduğu için faiz hamasetinden imtina eden vatandaşların alım güçleri zayıflayacak ve yetmezmiş gibi zaten altında ezildikleri vergiler vatandaşın refahına değil de bu faiz yedicilere devlet tarafından hibe olarak ikram edilecek! Dolayısıyla böyle bir zalimliğe, hoca geçinen birisinin cevaz vermesi akıl alacak iş değildir!

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat neden caiz olamaz ve neden bu millete zulümdür? Neden devletin bu millete bir hizmeti olarak görülemez? Bunun cevabını Ekonomist Atilla Yeşilada aşağıdaki videoda 53 saniyede çok güzel özetlemiştir.

Ekonomist Atilla Yeşilada’nın videoda örnek verdiği gibi örneğin vadeli Mevduat hesaplarında genel toplamda 1 Trilyon TL’lik para var. Faiz ise %15 diyelim ve o yıl döviz kuru %30 yükseldi. O zaman devlet bu 1 Trilyon TL’lik vadeli mevduata %15 destek verecek demektir. Yani 150 Milyar TL, yani bugünkü hesaba göre 1 Milyar Doların üzerinde destek! Peki bu 1 Milyar Dolarlık destek parasını faize yatıran faiz yedicilere değil de esnafa, çiftçiye, üreticiye niçin verilmiyor?

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’nun tabiri ile Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı, Dolar ile vaftiz edilmiş faizdir! Bendenizde buna, faize tesettür giydirilmesi diyorum.

Faiz Gelirini İhtiyaç Sahiplerine Dağıtmak

Normalde kişinin isteği dışında bir faiz geliri olursa, örneğin insanlar bankalardan maaş alıyorlar. Bu maaşları bankalar insanların hesaplarına yansıtmadan evvel faiz olarak işletiyorlar ve bu işletmenin karşılığında maaşın haricinde insanlara promosyon adı altında faiz geliri de gelmektedir. Bu parayı kullanmak yerine hiçbir sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine, fakirlere vermek tavsiye edilir.

Ancak burada aynı şartlar söz konusu değildir. Kişi kendi iradesiyle parasını vadeli mevduata yatırmaktadır. Katılım bankası olsa da vadeli hesaba yatırmaktadır. Buradan elde ettiği faiz gelirini ya da katılım bankasındaki vadeli hesapta elde ettiği kazancı fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtacak ise, o halde buraya parasını ne için yatırdı ki? Hiç yatırmasın daha iyi! Parasının değerini ise zaten kazancı dağıtırsa korumuş sayılmaz.

Bunu örneklendirecek olursak. Örneğin bir kimse parasını faize yatırdı ve faiz geliri %15, o yılki kur %30 arttı ve devlet bu kur farkı olan %15’i faizli hesapta parasını tutana destek verdi. Bu durumda 10 bin TL’si olan kişinin parası kur koruması sayesinde 11 bin 500 TL değil de, 13 bin TL olmuş olacak.

Ama kişi faiz geliri olan 1500 TL’yi haram olduğu için hiçbir sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine ve fakirlere dağıtacak. Ancak bu seferde parasının değerini koruyamamış olacak. Çünkü yıl içinde döviz %30 artarken, o %30 alsa bile yarısını haram olduğu için dağıtmış olacak. Yani %15 olarak kendi parası değer kaybetmiş olacak. Ayrıca hiçbir sevapta kazanamamış olacak! Üstelik kebâir bir günahta işlemiş olacak!

İyi de arkadaş! mademki faizli olan kazancı dağıtacaksın, o halde niye paranı faize yatırasın! Faiz zaten haram! Onun yerine paranı dövize, altına yatırsana! %15 gibi bir miktarı hiçbir sevap kazanmayı umut etmeyerek ihtiyaç sahiplerine dağıtacağına, hem çok daha azını dağıtırsın ve hem de sadaka sevabı kazanırsın.

Eğer üzerine zekat farz ise %2.5’ini zekat ve %2.5’ini sadaka olmak üzere %5’ini ihtiyaç sahiplerine, fakirlere ve dini ilim tahsil eden talebelere dağıtırsan, hem dünyada kazanırsın, hem de ahirette kazanırsın ve Allah katında derecen yükselir. Dilersen daha fazlasını da zekat ve sadaka olarak dağıtabilirsin. Uyanık Müslüman, hem bu dünya için, hem de ahiret için yatırım yapandır.

Faize yatırıp Allah’a harp açmak olmaz! Türkiye (Hanefi mezhebine göre) Dârül Harp olsa dahi, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülke olduğu için Müslümanların parasından ve vergisinden bu faiz gelirini elde ediyorsun. Bu gelirden üç beş fakiri doyursan neye yarar! Geriye kalan milyonların hakkı ne olacak?

Velhasıl kelam mevzu bundan ibaret!

Cenâb-ı Allah; hakkı hak olarak görebilmeyi, bâtılı bâtıl olarak görebilmeyi ve hakkın üzerinde sabit olabilmeye nasip etsin.

Faize Bile Tesettür Giydirdiler! Başlıklı makalemi okumak için başlığın üzerine tıklayınız!

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir