Metaverse ile İnsanlık Nereye Gidiyor?

Metaverse ile İnsanlık Nereye Gidiyor?

Metaverse ile insanlık nereye gidiyor? Daha doğrusu yapay zekayla, bilim ve teknolojiyle insanlık nereye gidiyor? Bilim ve teknik birkaç yüzyıl öncesine kadar Müslümanların elindeydi ve her zaman insanlığın hizmeti için bir araç olarak kullanılmaktaydı. Ancak birkaç yüzyıl içerisinde bilim ve teknik Gayr-i Müslimlerin eline geçti. Hatta hiçbir dine inanmayanların eline geçti. Şimdi ise materyalist ve kapitalist zihniyetin elinde insanları yok etmek için kullanılıyor.

Batı Dünyası için Karanlık Çağ olan Orta Çağ, İslam Dünyası için adeta Altın Çağ idi. Çünkü İslam’ın yaşandığı ve İslam’ın hükümleri ile devletlerin yönetildiği o dönemlerde Müslümanlar hem siyasi, hem askeri, hem ekonomik olarak zirve dönemlerini yaşarlarken; aynı zamanda bilim ve teknikte de ciddi şekilde ilerlemişlerdi. Ancak Zamanla Müslümanlar İslam dinini yaşamaktan uzaklaştıkça, İslam hükümlerini terk ettikçe… İslam Dünyasında nizam bozulmaya başladı.

Buna paralel olarak ise Batı Dünyası özellikle tesadüfen gerçekleştirmiş oldukları Coğrafi Keşiflerle birden bire çok zenginlik elde ettiler. Keşfettikleri Amerika Coğrafyasında yaşayan insanlar Batı’dan da gerideydi. Ancak Batı Dünyası oradaki insanlara aydınlık değil zulüm ve sömürü götürmüştü. Oradaki insanları köleleştirip yahut öldürüp, zenginliklerini ise Avrupa’ya taşımışlardı. İşte daha o dönemlerde gücü ele geçirdiklerinde ne kadar zalim olduklarını belli etmişlerdi.

Eğer coğrafi keşifler Müslümanlar tarafından yapılmış olsa idi, oradaki insanlara merhamet edilirdi. Onlara İslam dini tebliğ edilirdi. İslam’ın adaleti ile orada hükmedilirdi. Zenginlikler ise yine oradaki geri kalmış halkların huzur ve refahı için harcanırdı. İnsanlar köleleştirilmezdi. Ancak bugün özgürlük propagandası yapanlar, o gün oradaki insanları ya köle yapmışlardı ya da yaşam hakkı bile tanımayıp hunharca katletmişlerdi.

Kiliseler Cennet’ten Arsa Satıyordu

İslam Dünyası bir yandan dini ilimlerde ve diğer yandan dünyevi ilimler olan bilim, fen ve teknikte adeta Altın Çağı yaşarken; Avrupa’da Kilise papazları, Hristiyan halkın dini duygularını sömürüyorlardı ve onlara para karşılığı Cennet’ten arsa satıyorlardı.

Kiliselerin insanları bu derece sömürmesi ve bilimin, aydınlanmanın önünde engel olması, Batı Dünyasındaki filozofların özgürlükçü ve radikal fikirlerinin ses getirmesi, dinin devlet ve insanlar üzerindeki etkisinin ortadan kaldırılması sonucunu doğurdu. Kiliselerin devletler ve insanlar üzerindeki etkisi ve gücü ortadan kaldırıldı. Yerini ise kendilerince aydınlık, bilim, özgürlük ve milliyetçilik aldı.

Böyle bir dönemde Batıdaki felsefi cereyanlardan Osmanlı İmparatorluğu’nun da etkilenmesi kaçınılmaz oldu. Milliyetçilik ve özgürlükçülük cereyanlarından Osmanlılarda ilk olarak Gayr-i Müslimler etkilendiler ve birer birer Osmanlılardan kopup kendi sözde özgür devletlerini kurdular. Bugün Osmanlılardan kopup kendi devletini kuran ve iki yakası bir araya gelmiş olan kaç tane devlet var? Aslında onlar Osmanlıdan kopup lokma lokma parçalar haline geldiler ve Materyalist-Emperyalist Güçler tarafından afiyetle yendiler!

Osmanlıların yıkılmasından sonra güç tamamen Batının eline geçti. Batı Dünyası Fransız İhtilalinden sonra Sanayi Devrimi ile birlikte gücünü pekiştirirken, Osmanlılarında tarih sahnesinden silinmesiyle, elde ettikleri güçle Dünya’yı sömürdüler. Zayıf olan bütün milletleri kendilerine köle yaptılar. Dünya’nın geri kalanını kendilerine müşteri yaptılar. Nice masum milyonları hiç acımadan katlettiler. Bugün aynı Batı Dünyası, Dünya’ya özgürlük, insan hakları, eşitlik, kardeşlik, adalet ve insanlık satıyor. Ancak kimse bu merhametsiz tüccarların aslında kim olduğunu sorgulamıyor.

Kurtuluş Ancak İslam Dinine Sarılmakla Mümkündür!

Batı bilimde ilerledi. Ancak imanın olmadığı materyalist bilim, insanlık için hüsranla sonuçlanır. İnsanlığı tekrar Orta Çağdaki, Batının Karanlık Çağına geriletir. Bu kaçınılmaz olan Karanlık Çağdan ise ancak İslam dinine sarılmakla kurtulmak mümkündür.

Dün tebaasına Cennet’ten arsa satan zihniyet, bugün geldiği noktada ise sanal bir dünyada insanlara arsa satıyor. Cennet hiç olmazsa var olan bir yerdi. Ancak Metaverse denilen Öte Evren diye adlandırılan sanal dünya, adı üstünde sanal! Yani gerçekte bir karşılığı yok! Var olmayan bir dünya! Gerçek dünyada arsa, ev, dükkan, araba almak yerine; bir insan neden Metaverse denilen sanal dünyada böyle bir yatırım yapar ki?

Dün dini duyguları sömüren Kiliseler insanlara Cennetten arsa satıyordu, bugün ise o kiliseyi bu yüzden yıkan Materyalist-Emperyalist anlayış sanal bir dünyada insanlara arsa satıyor! Arasında sahtekarlık namına ne fark var?

İnsanlar ancak Allah’ın dinine dönerek, İslam dinini yaşayarak kurtulurlar. Batı Dünyası Orta Çağda adeta Karanlık Çağ yaşıyorken, İslam Dünyası aynı dönemde Altın Çağını yaşıyordu. İslam Dünyası bilimde ve teknikte ilerlemişti. Kültürde ve medeniyette ilerlemişti. İnsan hakları konusunda, adalet konusunda, hayvan hakları konusunda, çevrecilik konusunda ilerlemişti. Ancak ne zamanki İslam’ı bıraktık, o zaman zillete düştük. Orta Çağda İslam Dünyası, İslam dini sayesinde Altın Çağını yaşamıştı. Bugünde eğer yeni bir Altın Çağ yaşanacaksa, bu ancak İslam dini sayesinde mümkün olur. Allah’ın emirlerine riayet etmekle, Resulullah Efendimizin (aleyhisselatüvesselam) Sünnet-i Seniyyesine sımsıkı sarılmakla mümkün olur.

Bilim ve teknoloji Müslümanların elinde ancak insanlığa, bütün canlılara, çevreye, Dünya’ya… hizmet için bir araç olarak kullanılır. Ancak Materyalist-Emperyalist sahtekar tüccarların elinde ise var olan her şeyi sömürmek, yıkmak ve yok etmek için kullanılmaktadır.

Metaverse ile İnsanlık Nereye Gidiyor? Eğer insanlık uyanmazsa, Matrix filmindeki gibi bir son kaçınılmaz olabilir!

Metavarse Nedir? Başlıklı makalemi, başlığın üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz.

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir