Neden Rüveybida Adam Devrindeyiz?

Neden Rüveybida Adam Devrindeyiz?

Daha evvel, Rüveybida Adam Devrinde miyiz? Başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazımda, Rüveybida Adam devrinde olduğumuzu anlatmıştım. Peki ama Neden Rüveybida Adam Devrindeyiz? Şimdide yazımda bu mevzuyu izah edeceğim.

Sadece bizim milletimize değil, bütün dünyaya atılan en büyük kazıkların başında belki de demokrasi gelmektedir. Her zaman işin ehlinde olmadığından dolayı şikayetçi oluruz. Halbuki onları başımıza biz getirdik. Peki ama biz seçmede ehil miyiz? Seçmede ehil olmadığımız için, seçilmede ehil olmayan kimseleri başımıza getirdik. Rüveybida Adam olan kimseleri kendi elimizle kendi başımıza musallat ettik.

Rüveybida Adam ile alakalı hadisi şerifi tekrar hatırlamakta fayda var:

“İnsanlar üzerine (yağmurun bolluğu, fakat veriminin azlığıyla) aldatıcı öylesi yıllar gelecek ki, (o zamanda) yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak, hain adama güvenilecek, güvenilir adam da hainlikle itham edilecek. Yine (o devirde) kamu işlerinde “RÜVEYBİDA ADAM” söz sahibi olacaktır. “RÜVEYBİDA ADAM nedir?” diye sorulunca, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); “önemsiz, basit, bilgisi kıt, aciz, fâsık ve sefih adamdır” diye cevap verdi.”

(İbn Mâce, Fiten, 24; Ahmed, II/291, 338; III/220; vd. Çeviri, İbn Mâce metninden yapılmıştır).

Demokrasi bizim gözümüze perde indirdi. Seçme ve seçilme hakkı bizi büyüledi. Kendi elimizle kendi kuyumuzu kazdık. Çoğunluğun yanılmayacağı ve en doğru kararı vereceğine vehmine kapıldık. Halbuki çoğunluk her zaman delalet yolundadır. Çoğunluk, zandan ve temelsiz tahminden başka bir şeye dayanmazlar. Bununla alakalı En’âm Suresi 116. Ayette Hazreti Allah şöyle buyuruyor:

“Yeryüzünde bulunanların çoğu, kendilerine uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar zandan başka bir şeye tâbi olmuyorlar ve temelsiz bir tahminden başka bir şeye de dayanmıyorlar.”

Demokrasi Nedir?

Demokrasi özetle milletin kendi kendini yönetmesine denir. Bütün vatandaşlar eşit bir şekilde seçme ve seçilme hakkına sahiptirler. Kendi düşüncelerini özgürce ifade etme hakkına sahipler. Demokratik toplumlarda fikir hürriyeti vardır.

Tabi yersen!

Aslında seçme hakkı yoktur. Zaten seçilmiş olanlar arasından birisini tercih etme hakkı vardır. Bu seçme hakkı da her zaman algı operasyonları ile manipüle edilmektedir.

Fikir hürriyeti de masaldır. Madem ki fikir hürriyeti var, o zaman Türkiye şartlarında değerlendirme yapalım. Mustafa Kemal aleyhinde geniş kitlelere hitap edelim. Hilafetin geri gelmesini, şeriatın geri gelmesini haykıralım. Emin olun anında müdahale edilir ve ortada fikir hürriyeti den eser kalmaz. Çünkü fikir hürriyetinin sınırları anayasa ve kanunlarla çizildi.

Seçilme hakkı da yine anayasal ve yasal sınırla çizilmiştir. Eğer ki Atatürk Milliyetçiliğine ve Laiklik İlkesine bağlı değilse, bir siyasi parti varlığını devam ettiremez. Bir siyasi parti eğer Hilafet ve şeriat davası güderse, böyle bir parti kurulsa bile daha geniş kitlelere ulaşamadan kapatılır. Yani seçilme hakkı da manipüle ediliyor.

Demokrasi Rüveybida Adamları Besliyor

Hal böyle olunca demokrasi Rüveybida Adamları besliyor. Ne seçen ehil, ne de seçilen ehil oluyor. Sonrada; başımızda neden işinin ehli, adil, dürüst, güvenilir kimseler yok diye serzenişte bulunuyoruz.

Algı operasyonları ile yalancı olanlar doğrulanıyor, doğru olanlar ise yalanlanıyor. Hain olanlara güveniliyor, güvenilir olanlar ise hainlikle itham ediliyor.

İşte Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) işaret ettiği o zamanlar, bu zamanlar oluyor. Rüveybida Adam devrinde olmamızın sebebi ise demokrasidir. Ehil olan olmayan herkesin seçme ve seçilme hakkına sahip olmasıdır.

Demokrasi, beyin yıkama tekniklerinin kullanılarak sözde faziletleri anlatmakla bitirilemeyen bir model değil, bilakis içinde bulunduğumuz kötü ahvalin baş kaynağıdır.

O halde biz insanlara, özellikle Müslüman milletlere düşen şey de bu algılardan aklımızı sıyırıp mevzunun hakikatini idrak etmektir. İdrak ettikten sonra bu devirden kurtulmanın yollarını bulmaktır.

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir