Rus Ordusunun geçtiğimiz günlerde Ukrayna topraklarına fiili olarak girmesiyle Rusya Ukrayna Savaşı resmen başladı. Bu savaşta Rusya’nın amacı nedir? Batı Dünyası, bu savaştan ne gibi beklentiler içerisindedir? Bu savaş 3. Dünya Savaşını tetikler mi? Rusya’nın Ukrayna’da başarısız olması durumunda bunun muhtemel sonuçları ne olur? Türkiye’nin ne yapması gerekiyor? Hepsi ve daha fazlasını elbette sormak mümkündür. Bu makalemde Rusya Ukrayna Savaşı Dünya’da ve bölgede ne gibi etkilere sebep olur, bunun üzerinde duracağım.
Ukrayna’ya baktığımız zaman, özetle ve net olarak şunu diyebiliriz ki; Ukrayna halkı, stand up şovmeni birisini cumhurbaşkanı seçmenin ve inatla bu cumhurbaşkanının peşinden gitmenin bedelini ödemektedir. Hatta şovmen, eğer inat etmeye devam ederse, düşük ihtimal olsa da ya 3. Dünya Savaşı bir şekilde tetiklenir ya da Ukrayna’da çok ciddi yıkımlar meydana gelebilir.
Rusya için, Ukrayna’nın NATO’ya katılması kabul edilemez bir durumdur. Bu sebepten Rusya, Ukrayna’da kendisine kukla olacak bir hükümet kurup bölgeden ayrılmayı amaçlamaktadır. Tıpkı Belarus’un olduğu gibi Ukrayna’da da, Rusya’ya bağlı bir hükümet olacaktır. Ancak Rusya’nın bu amacını gerçekleştiremediği her geçen gün, hem bölge için ve hem de Dünya için ekonomik, siyasi ve askeri olarak tehlike arz etmektedir.
Batı Dünyasının Amacı Nedir?
SSCB, Afganistan topraklarına fiili olarak girdiğinde çok ciddi ve sert bir direnişle karşılaşmıştı. Sovyet Ordusu için Afganistan adeta bir bataklık olmuştu. uzun yıllar süren savaşın sonunda Sovyetler istediğini elde edemeyip Afganistan topraklarından çekilmek zorunda kalmıştı. SSCB’nin, Afganistan’daki bu başarısızlığı ekonomik ve sosyolojik sorunları doğurmuş ve adeta SSCB’nin dağılmasını tetiklemişti. En nihayetinde ise SSCB, 1991 yılından dağıldı.
Yerine kurulan Rusya Federasyonu son yıllarda eski SSCB’deki güç ve ihtişamına kavuşmak için birtakım girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimlerinin en önemli sac ayaklarından biriside Ukrayna Devletidir. Ukrayna devletinin başındaki Rüveybida Adam olan Zelenski, eskiden bir stand up şovmeniydi. Siyasetten, uluslararası politikadan, diplomasiden… anladığı filan yok. Böyle bir adamı kandırmak ise Batı için hiçte zor olmadı.
Zelenski’ye, Ukrayna’yı NATO’ya üye olmayı vaat ettiler ve onu bu hususta iknada ettiler. Zelenski’de Batı’ya güvenerek Rusya’ya karşı cephe aldı. Netice olarak ise Ukrayna NATO’ya girmedi ama Rusya şu anda Ukrayna topraklarına girdi. Batı ise sadece Rus işgalini en sert dille kınamaktadır. Ukrayna’yı yüz üstü bırakmıştır. Bu Batı’nın ilk defa yaptığı bir şeyde değildir. Neden Ukrayna için 3. Dünya Savaşını göze alsın ki?
Batı Dünyasının amacı ise, Ukrayna’ya mali ve lojistik destek sağlayarak, Rus işgaline karşı direnebildikleri kadar direnmelerini, Rus ordusuna verebildikleri kadar zayiat verdirmelerini ve Rus ekonomisine verebildikleri kadar zarar vermelerini amaçlamaktadır.
Nasıl ki Afgan işgali, SSCB’nin dağılmasına sebep oldu, aynı şekilde Rusya’nın gücünü kaybedip dağılması için Rusya’nın dış politika ve güvenlik konularındaki kırmızı çizgilerini kaşıdılar ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini sağladılar. Amaçlanan ise Rusya’nın ekonomik olarak büyük bir darbe yemesi ve gücünü kaybetmesidir.
Gücünü kaybeden Rusya’nın bağlı olan özerk yönetimleri kendi bağımsızlıklarını ilan ederlerse, geriye artık Rusya sadece Moskova ve çevresinden ibaret bir devlet olarak kalacaktır.
Rusya Federasyonu Çökerse Ne Olur?
Görünürde Rusya Federasyonu’nun çökmesi gayet kulağa hoş gelmektedir. Ancak tarihi bir düşman bile olsa Rusya’nın bugün çökmesi, uluslararası arenada dengeleri değiştirecektir. Zira Rusya Federasyonu’nun çökmesi durumunda doğacak olan güç boşluğunu kimlerin dolduracağı ciddi önem arz etmektedir. Türkiye’ye baktığımız zaman, bu güç boşluğunu doldurabilecek bir potansiyel ne yazık ki göremiyorum.
Orta Asya’yı düşünün! Eğer Rusya Federasyonu çökerse, özerk yönetimler tek tek kendi bağımsızlıklarını ilan ederlerse, Orta Asya’daki Rus hegemonyası sona erdiğinde bu boşluğu sizce kim dolduracaktır?
Sanırım bunun cevabını bilmek için profesör olmaya gerek yok! Elbette ki bu boşluğu Türkiye doldurmayacak! Ya kim dolduracak? Tabi ki Çin dolduracaktır! Peki Orta Asya Türk devletlerinde Çin hegemonyası mutlak olarak hakim olduğu zaman, bunun sonuçlar ne olur?
Korkarım ki Orta Asya Türki devletleri, Uygur Türkleri ile aynı akıbeti yaşayabilirler! Zira bugün dahi Orta Asya devletlerinde Çin’in kültürel işgali ve ekonomik işgali her geçen gün kendisini daha belirgin şekilde göstermektedir.
Muhtemel bir Rusya Federasyonu’nun çökmesi senaryosunda Orta Asya’da doğan güç boşluğunu eğer Çin doldurursa, bu aynı zamanda Türki devletlerle, Türkiye’nin ilişkilerinin de önemli ölçüde kopması demek olacaktır. Acaba böyle bir durumda Çin zulmüne uğrayan Uygur Türklerine terörist diyen hükümetimiz, Turan davası güttükleri Türki devletleri hakkında ne düşünecekler?
Çin Rusya’yı Destekliyor mu?
Çin, elbette Rusya ile yakın işbirliği içinde olsa bile kendisi için aslında önemli bir rakiptir ve hatta tehdittir. Çünkü Rusya ekonomik güçten ziyade askeri güçle caydırıcı bir devlettir. Bugünkü dünya dengelerinde Batı Bloğu ve NATO’ya karşı Çin ve Rusya mecburi olarak çıkar ilişkisi içerisindeler. Ancak yarın Batı ve NATO tehdidi ortadan kalkarsa, çıkar ilişkisi yerini çetin bir rekabete, belki de savaşa bırakacaktır.
Bölgesel hakimiyet için er ya da geç karşı karşıya gelmeleri kaçınılmaz olacaktır. Zira Rusya’nın Büyük Avrasya İmparatorluğu emellerinde Çin’i kendine bağlı, Rus hakimiyetini tanıyan bir müttefik yapma emeli de vardır. Oysaki Çin, kendisi geleceğin süper gücü olmaya namzet bir ülkedir.
Bugün Rusya ve Çin her ne kadar müttefik olarak gözükseler bile, aslında gelecekte birbirleriyle üstünlük mücadelesine girme, savaşma potansiyeli olan iki devlettir.
Çin, Rusya’nın Ukrayna işgalini desteklemek zorundadır. Çünkü Çin’in kendi içinde bir Tayvan Sorunu vardır. Yakın gelecekte muhtemelen Tayvan’a bir işgal harekatı düzenleme emeli olabilir. Böyle bir durumda Rusya’nın kendisini desteklemesini bekleyecektir. Tabi Çin’in Tayvan’ı işgal etmeye karar vermesi demek, direk olarak ABD’yi karşısına almak demek olacaktır. İşte asıl 3. Dünya Savaşı riski böyle bir durumda ortaya çıkar!
Bunun haricinde Rusya’nın, Ukrayna işgalinde tıpkı geçmişte Afganistan’da olduğu gibi başarısızlığa uğraması durumunda, Rusya Federasyonu’nun yıkılma tehdidiyle karşı karşıya kalması mümkün olacaktır. Böyle bir senaryoda Çin yine kârlı çıkacaktır. Ne de olsa Rusya’dan doğacak olan güç boşluğunu doldurmak için fırsat kollamaktadır. Böylece büyük bir rakibinden de hiç savaşmadan kurtulmuş olacaktır.
Zelenski Hata Üstüne Hata Yapıyor!
Makalenin başında dediğim gibi, Zelenski tabi ki bir Rüveybida Adam! Kendisinin siyasetten, uluslararası politikadan, diplomasiden… anladığı yok. Batı’nın dolduruşuna gelip kendi ülkesini adeta ateşe attı. Rusya’yı direk olarak karşısına aldı ve sonuç olarak Rus Ordusu Ukrayna topraklarında.
En büyük hatası NATO’ya girmek hususunda oldukça ısrarcı olmasıdır. Daha NATO’ya dahi girmeden, NATO kendisine askeri olarak yardım yapamaz. Şu anda savaş esnasında Ukrayna’nın NATO üyesi yapılması demek ise 3. Dünya Savaşı anlamına gelir. Oysaki Batı’nın, Ukrayna için 3. Dünya Savaşı çıkarması şu an için söz konusu olamaz.
Cahilane inadında ısrar eden Zelenski’nin yaptığı diğer büyük hata ise, Dünya’nın değişik yerlerinden yabancıların kendi ülkesine gelip Rus Ordusuna karşı savaşması yönünde çağrıda bulunmasıdır. Bu çağrı ile Ukrayna’ya acaba kimler gidecektir?
Vehhabi-Selefi görüşlere sahip olan DAİŞ kırması sözde cihatçı gruplara resmen açık davetiye çıkarmış oluyor. Bu da Ukrayna’nın, ikinci bir Suriye olması demek olur! 50-100 milyon doları olan herkes gidip Ukrayna’da kendine silahlı örgüt kurar ve kimin kiminle savaştığı belli olmaz. Tam bir kaos!
Zelenski aynı zamanda Ukrayna’nın, Rusya’nın önüne atılan bir yem olduğunu halen idrak edememiş ve Batı Dünyasından destek beklemektedir. Oysaki Batı Dünyası, Ukrayna için Rusya’yla savaşmaz!
Aynı Zelenski daha dün hamam böceği dediği Türk milletinden bugün Rusya’ya karşı destek beklemektedir.
Stalin döneminde Rusya tarafından, Ukrayna’nın elindeki bütün erzaklar alındı ve Ukrayna açlığa terk edildi. Oluşan kıtlıkta 15-20 milyon Ukrayna vatandaşı açlıktan dolayı öldü. Sokaklardan, caddelerden ölen insanları kaldıracak insan dahi kalmadı. Batı Dünyası ise bu insanlık suçunu görmezden geldi. Zelenski’nin tarihten ders çıkarması ve NATO sevdasından vazgeçip istifa etmesi gerekir!
Rusya Uluslararası Hukuka Aykırı mı Hareket Ediyor?
Görünürde baktığımız zaman evet Rusya, bağımsız bir devletin toprakları fiili olarak işgal etmek suretiyle uluslararası hukuka aykırı hareket ediyor. Ancak realist perspektiften baktığımız zaman Rusya kendi çıkarları adına doğru olanı yapıyor. Çünkü Ukrayna’nın, NATO’ya katılması demek, Rusya’nın güneyden daha da NATO tarafından kuşatılmış olması demektir.
Zira Ukrayna ve Belarus, NATO ülkeleri ile Rusya arasında adeta bir duvar görevi görmektedir. Ukrayna’nın NATO üyesi olmasıyla, Güney Bölgesinde NATO’nun Rusya ile komşu olması uluslararası güvenlik açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin’in iddiasına göre NATO geçmişte, doğuya doğru genişlemeyeceğine dair söz vermişti. Ancak bugün Ukrayna’yı NATO üyesi yapma girişimi ile bu sözünü çiğnemiş olmaktadır. NATO’da Rus tehdidine karşı kurulan bir askeri ittifak olduğu için, Rusların bu konudaki çıkışı haksız sayılmaz.
Bir ülke kötüde olsa, iyide olsa her ülkenin kendine göre kırmızı çizgileri vardır. Her ülkenin kendine göre güvenlik stratejileri vardır. Eğer bir ülke sınırında bir tehdit görürse, o tehdidi bertaraf etmek hakkı doğar. Ukrayna’nın NATO’ya dahil olması demek, Rusya’nın güneyinde NATO tehdidi olması demek olacaktır. Bu da Rusya’nın işgalini meşrulaştırmaktadır.
Bugün Kanada ve Meksika, Şangay İşbirliği Örgütüne katılacak olsa, acaba ABD’nin tepkisi ne olurdu?
Nasıl ki bir insanı suça tahrik etmekte suç oluyor, aynı şekilde bir ülkeyi uluslararası hukuka aykırı bir işgale tahrik etmekte suçtur. Hem Rusya’yı bu işgale zorluyorlar, hem de Rusya uluslararası hukuku ihlal etti, bağımsız bir devletin topraklarını fiilen işgal ediyor diye propaganda yapıyorlar! Oysa ki Rusya Ukrayna Savaşı asıl müsebbibi Batı Dünyası ve Zelenski’dir!
Türkiye Ne Yapmalıdır?
Türkiye ne Rusya’dan yana ve ne de Ukrayna’dan yana bir tavır sergilemekten imtina etmelidir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye’yi geçmişte 2. Dünya Savaşından koruduğu gibi, gelecekte eğer 3. Dünya Savaşı patlak verirse, bu savaştan da korumayabilir. Ukrayna’nın NATO üyesi olması, her ne kadar Türkiye bir NATO ülkesi olsa bile, Türkiye’nin de işine gelen bir şey değildir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Önemi Nedir? | Derin Tahkik makalemi okumak için başlığın üzerine tıklayabilirsiniz!
Türkiye NATO üyesi olmakla beraber, NATO içinde farklı bir hüviyete sahiptir ve bunu Rusya’da çok iyi bilmektedir. Türk millet her ne kadar 100 yıldır narkozda olsa bile tarihi bir vizyona sahiptir ve yarın narkozdan uyandığında ilk işi İslam coğrafyasında İslam Enternasyonal Gücünü tesis etmek olacaktır.
Yukarıda bahsettiğim gibi nasıl ki Rusya yıkılırsa Orta Asya’da doğacak olan güç boşluğunu Çin dolduracaktır, Avrupa’da doğacak olan bir güç boşluğunu da Rusya dolduracaktır. Afrika’da bugün Avrupa ülkelerinden doğan boşluğu Çin doldurmaya başlamıştır bile! Hatta Orta Asya’da Rus hegemonyası mevcut iken Çin nüfusunu gün geçtikçe artırmaktadır.
Türkiye ise bugün kesinlikle henüz bölgesel bir güç bile olamamışken büyük güç olmak yolunda ilerleyemez. Herhangi bir yerde doğacak güç boşluğunu dolduracak potansiyelden yoksundur. Bu sebepten Rusya Ukrayna Savaşı süresince denge ve tarafsızlık politikası ile kararlılıkla hareket etmesi elzemdir.
Türkiye bir yandan denge ve tarafsızlık politikası ile kendini muhtemel bölgesel ve küresel savaşlardan korumaya çalışırken, diğer taraftan hem ekonomik, hem askeri, hem kültürel, hem sosyal alanlarda bölgesel ve küresel olarak gücüne güç katmalıdır. Ancak bu şekilde Dünyanın çeşitli yerlerde doğacak olan güç boşluklarını Türkiye’nin de doldurması mümkün olabilecektir.
3. Dünya Savaşı Çıkar mı?
En çok insanların merak ettiği soru ise, 3. Dünya Savaşı çıkar mı? Sorusudur. Eğer Rusya’nın girdiği ülke, bir NATO ülkesi olsaydı o zaman 3. Dünya Savaşı yüksek ihtimal çıkardı. Ancak Batı’nın bugün büyük bir savaş hazırlığı yok. Ortada küresel bir savaş hazırlığı olmadığı içinde, 3. Dünya Savaşının çıkması çok düşük ihtimal gözükmektedir.
Rusya Ukrayna Savaşı asıl amacı, Rusya’yı tahrik etmek için Ukrayna’ya NATO üyeliği vaat edildi ve Ukrayna’yı yöneten Zelenski bu vaade kanarak Rusya’yı karşısına aldı. Rusya ise Ukrayna topraklarına fiili olarak girdi. Batı muhtemelen lojistik ve finansal olarak Ukrayna’yı destekleyecek ve Rusya’nın, Ukrayna’da en nihayetinde hezimete uğraması, ekonomik ve askeri olarak zayıflaması sağlanacaktır. En azından Batı’nın anladığım kadarıyla beklentisi bu yöndedir.
Lakin eğer Zelenski hatasını anlayıp NATO’ya üye olma sevdasından vazgeçerse ve Rusya ile masaya oturursa, ya da Ukrayna’da bir darbe ile Zelenski Hükümeti indirilip yerine Rusya yanlısı bir Hükümet kurulursa, Batı’nın beklentisi ve Ukrayna’nın NATO üyesi olma ihtimali ortadan kalkacaktır.
Rusya’nın nükleer silah kullanma tehdidinin ise tamamen psikolojik olduğunu düşünüyorum. Çünkü Rusya’nın amacı Ukrayna’yı yok etmek değil, kontrolü altında tutmaktır. Aynı tehdidi 1994-1996 Rus-Çeçen Savaşında ciddi kayıplar verince Çeçenistan’a yapmıştı. Ayrıca Rusya’nın nükleer silah kullanarak tüm dünyayı karşısına almak gibi bir hata yapacağı çok zayıf ihtimaldir.
Sonuç olarak, 3. Dünya Savaşı çıkacağını düşünmüyorum. Rusya ya istediğini elde edecek ya da Ukrayna işgali süresince hem ekonomik hem de askeri olarak yıpranacaktır. Eğer istediğini elde edemezse ve hem askeri hem de ekonomik olarak yıpranırsa, bu durum Rusya Federasyonu’nun dağılmasını ve yıkılmasını tetikleyebilir. Rusya Ukrayna Savaşı genel hatlarıyla bu şekilde değerlendirmekteyim.
Rusya’nın sıcak denizlere inme hayalini aşağıdaki videodan, Tarihçi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’den dinleyebilirsiniz.