Sünneti Seniyye Nedir?

Sünneti Seniyye Nedir?

Her Müslümanın cevabını mutlaka bilmesi gereken bir sorudur, Sünnet ‘i Seniyye Nedir? Sünneti Seniyye; Peygamber Efendimiz’in (aleyhisselatü vesselam) mübarek sözleri, işledikleri ve başkaları tarafından yapılan işler de o işi tasvip mahiyetindeki sükutlarıdır. Allah ‘ü Teala Kuran-ı Kerim ‘de bizlere, Resulullah Efendimizin Sünneti Seniyyesine uymayı açıkça emretmiştir.

Resulullah Efendimiz (aleyhisselatü vesselam), bu dünyadan ebedi aleme irtihal etmeden evvel gerçekleştirdiği Veda Hutbesinde, Ümmeti Muhammede iki şeyi emanet etmiştir. Birincisi Kuranı Kerim, ikincisi ise Sünneti Seniyyedir.

Peygamber Efendimizin (aleyhisselatüvesselam) Sünneti Seniyyesi, Kuranı Kerimin tefsiri ve tatbikteki şeklidir. Yani eğer bir Müslüman, Kuranı Kerim’e uygun bir hayat yaşamak istiyorsa, bunun yolu Sünneti Seniyyeden geçmektedir.

Kuranı Kerim’de Sünneti Seniyye’ye Uymak Emrediliyor

Sünnet kelimesinin anlamı; izlenen yol, yöntem, örnek alınan uygulama, örf ve gelenek demektir. Peygamber Efendimiz, hiç şüphesiz ki Cenabı Allah Tebareke ve Teala Hazretlerinin kulu ve kendisine kitap gönderildiği için Rasulüdür. Cenabı Allah’ın, Hatemül Enbiya (Peygamberlerin sonuncusu) olan Resulü Ekrem Efendimiz’e (aleyhisselatüvesselam) gönderilen son Allah Kelamı olan Kuranı Kerim’de Sünneti Seniyye’ye uymak emrediliyor. Nitekim Allahü Azimüş-şan, Kuranı Kerim’de şöyle buyurmuştur:

“Peygamber size ne verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondanda sakının.” (Haşr Suresi 7. Ayet)

Yukarıdaki ayeti kerimeden de anlaşılacağı üzere, Peygamber Efendimizin Sünneti Seniyyesine tabi olmak açık bir şekilde Allah tarafından emredilmiştir. O halde bazı kimselere ne oluyor da Sünneti Seniyyesiz bir İslam dini hayali kuruyorlar! Cenabı Hak Tebareke ve Teala Hazretleri bir başka Ayeti Celilesinde şöyle buyurmaktadır:

“Resulüllah nefsinin arzu ve istekleri doğrultusunda konuşmaz. Onun söyledikleri kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir.” (Necm Suresi, 3-4. Ayetler)

Başka Ayeti Kerimelerinde ise Hazreti Allah şöyle buyurmaktadır:

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. De ki: Allah’a ve Peygambere itaat edin, eğer dönerlerse muhakkak ki, Allah kafirleri sevmez.” (Ali İmran Suresi, 31-32. Ayet)

“Kim Resule itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur, yüz çevirenlere gelince seni onlara bekçi olarak göndermedik.” (Nisa Suresi, 80. Ayet)

“Allah Resulü’nün emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir belanın çarpmasından, yahut acı bir azabın uğramasından sakınsınlar.” (Nur Suresi, 63. Ayet)

“Şüphesiz ki sen doğru yola, Allah’ın yoluna götürüyorsun.” Şura Suresi 52-53. Ayetler)

Yukarıdaki ayeti kerimelerde oldukça açık ve nettir. Acaba Sünneti Seniyyesiz bir İslam hayal edenler bu ayeti kerimeleri hiç mi okumuyorlar? Sadece Kuran yeter diyerek milleti Kuran ile aldatan bu bid’at topluluğunu Allah Kelamı Kuranı Azimüş-şan yalanlamakta değil midir? Hem sadece Kuran yeter deyip, hemde kendi kafalarından uydurdukları elementlerle Kuranı Kerim’i yorumlamaları ayrıca bir ikiyüzlülük değil midir?

Sünneti Seniyye’de Allah’ın Koruması Altındadır

Eğer Peygambere gerek olmasaydı o halde Allah Sübhanehü ve Teala Hazretleri niçin bir rivayete göre 124 bin, diğer bir rivayete göre ise 224 bin Peygamber gönderdi? Eğer sünnetler ve hadislerin çoğu uydurma olsaydı, o halde Allah Kıyamete kadar bütün hükümleri harekesine kadar geçerli olan kelamı Kuranı Kerimde neden Peygamber Efendimize itaat etmemizi ve ona uymamızı emretti? Kurtuluşun ancak ona uymakta olduğunu neden bizlere bildirdi?

Yukarıda zikredilen ayetlerden de anlaşılacağı üzere Kuranı Kerim Allah’ın koruması altında olduğu gibi, Onun habibi ve Resulü olan Fahri Kainat Efendimizin Sünneti Seniyyeside koruması altındadır. Çünkü Allahü Teala Hazretleri, O’nun Sünneti Seniyyesine tabi olmayı emretmiştir ve O’nun Sünneti Seniyyesine tabi olarak kurtuluşa erebilmemiz için Sünneti Seniyye’nin de aynı Kuranı Kerim gibi koruma altında olması gerekmektedir. Kısacası dinin kendisi koruma altında olması gerekmektedir.

Peygamber Efendimizden evvel gelen bütün peygamberler, İslam dinini tebliğ etmişlerdir. Ama insanlar her seferinde tebliğ edilen İslam dinini tahrif etmişlerdir ve kendi bildikleri sapkınlıklarına ve azgınlıklarına devam etmişlerdir. İslam dini Hatemül Enbiya olan Peygamber Efendimiz ile ve ona gönderilen Kuranı Kerim ile tamamlanmıştır.

O’ndan başka peygamber ve kitap gelmeyeceği içinde bu din, Peygamber Efendimizin Ümmetinden, her asırda gelen müceddidler, müçtehidler, alimler tarafından koruma altına alınmıştır. Yaklaşık 15 asırlık İslam tarihi boyunca o kadar bid’at ve batıl ortaya çıkmış olsa bile, Ümmeti Muhammed içinde çıkan müceddidler, müçtehidler, alimler sayesinde bu dinin aslı bozulamamıştır. Allahü Teala, o müceddidleri, müçtehidleri, alimleri dinin muhafızları kılmıştır.

Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu Ümmete dini işlerini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Davud, Melahim, 1)

Başka bir hadisi şerifinde:

“Şüphesiz Allahü Teala her yüz sene başında bu ümmetin dinini tazeleyen alim ve yetiştirici bir kadro bir cemaat gönderir.” (Keşfül Hafa, 1/243; Avnul Mabud 4/180-181)

Cenabı Allah Teala Hazretleri bir Ayeti Celilesinde:

“De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer Suresi, 9. Ayet)

Sünneti Seniyye’yi Neden Reddediyorlar

Sadece Kuran yeter düşüncesini yayan bid’atçiler, Sünnet Seniyye’yi neden reddediyorlar? Çünkü onların maksadı insanları hakka davet etmek değil, hak sözler konuştukları iddiası ile insanları haktan uzaklaştırmaktır. Kuranı Kerim ve Sünneti Seniyye etle tırnak gibidir. İkisi asla birbirinden ayrılamaz. Ümmeti Muhammed, Kuranı Kerim’i anlamak için Sünneti Seniyye’ye muhtaçtır. Eğer Sünneti Seniyye reddedilirse, Kuranı Kerim’e yüklenecek her anlamın varacağı tek nokta bid’attir!

İşte bu sebepten sadece Kuranı Kerim’in yeteceğini, sünnete ve hadislere gerek olmadığını, sünnet ve hadislerin güvenilir olmadığını iddia eden bir bid’at topluluğu ortaya çıkmıştır. Dinin birbirine etle tırnak gibi bağlı olan iki önemli rehberini, yani Kuranı Kerim ve Sünneti Seniyye’yi birbirinden ayırıp, insanları Kuran ile aldatmayı, hak yoldan batıl yola saptırmayı ve bu suretli İslam dinini yıkmayı amaçlamaktadırlar.

Ancak doğru yolun bütün sapık fırkalarından münezzeh olan Ehli Sünnet ve Cemaat Müslümanları var olduğu müddetçe, alimleri var olduğu müddetçe, müçtehidleri var olduğu müddetçe, müceddidleri var olduğu müddetçe… hiçbir bid’at ile bu dini bozmaya güçleri yetmeyecek!

Fırka-i Naciye Hangi Topluluktur? Başlıklı makalemi okumak için, başlığın üzerine tıklayabilirsiniz.

Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Etmeyi Unutmayınız:

Instagram: https://www.instagram.com/derintahkik/

Twitter: https://twitter.com/derin_tahkik

Telegram: https://t.me/derintahkik

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir