Sünni Diriliş Önündeki İç Engeller

Sünni Diriliş Önündeki İç Engeller

Sünni Diriliş Önündeki İç Engeller; sünni Diriliş derken neyi kast ediyoruz? Doğru yolun tüm sapık kollarından münezzeh Ehli Sünnet ve Cemaat akaidinin müntesibi olan Müslümanların ilmi, siyasi, içtimai, iktisadi olarak küllerinden yeniden doğmasını kastediyoruz. Müslümanlar arasında uhuvvet-i efkâr olmasını kastediyoruz. Ancak bu Sünni Diriliş gerçekleşmesi hiçte o kadar kolay bir iş değildir. Sünni Diriliş gerçekleşmesinin önünde hem iç hem dış engeller mevcuttur. Ben bu makalemde Sünni Diriliş Önündeki İç Engeller konusuna değindim.

Sünni Diriliş önündeki iç engeller nelerdir? Müslüman kesimlerin arasında var olan en büyük fitne su-i zan, Sünni Diriliş önündeki iç engellerin en başında yer almaktadır.

Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadisi şerifinde şöyle buyurdular:

“Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” (Müslim, Birr, 28)

Bu hadisi şerif, tefekkür ettiğimiz zaman Sünni Diriliş önündeki iç engelleri ne kadarda güzel özetlemektedir. Bugün Müslümanlar birbirlerine su-i zan besliyorlar, birbirlerinin konuştuklarına kulak kabartıyorlar, birbirlerinin özel hallerini araştırıyorlar, birbirleriyle üstünlük yarışına giriyorlar, birbirlerine haset ediyorlar, birbirlerine kin besliyorlar, birbirlerine sırt çeviriyorlar!

Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadisi şerifi zikrettiğinde ashabı kiram birbirleriyle hakiki manada din kardeşiydiler. Birbirlerine su-i zan beslemiyorlardı. Birbirlerinin konuştuklarına kulak kabartmıyorlardı. Birbirlerinin özel hallerini araştırmıyorlardı. Birbirlerine üstünlük taslamıyorlardı. Birbirlerine haset etmiyorlardı. Birbirlerine kin beslemiyorlardı. Birbirlerine sırt çevirmiyorlardı. İşte bu yüzden onlar kısa sürede ve az sayıda oldukları halde büyük işlerde muvaffak olmuşlardı.

Yukarıdaki hadisi şerifin birinci muhatabı bugünün Müslümanları olan bizleriz. Bu hadisi şerifteki emre en çok ihtiyaç duyan bugünün Müslümanları olan bizleriz. Eğer bizler hadisi şerifte Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) bize emrettiği gibi; birbirimize su-i zan beslemezsek, birbirimizle hakiki manada din kardeşi olursak, birbirimizin konuştuklarına kulak kabartmazsak, birbirimizin özel hallerini araştırmazsak, birbirimize üstünlük taslamazsak, birbirimize haset etmezsek, birbirimize kin beslemezsek, birbirimize sırt çevirmezsek, İnşaAllah bizlerde kısa sürede çok büyük işlerde muvaffak oluruz.

Allah’ın Kulları Kardeş Olursa Ne Olur?

Allah’ın kulları kardeş olursa ne olur? Müslümanların özgüveni artar. Müslümanlar arasında din kardeşliğinin gelişmesiyle fikir kardeşliği de (uhuvvet-i efkâr) gelişir. Din ve fikirde kardeş olan Müslümanlar hızla ilmi, siyasi, içtimai, iktisadi olarak hayalini kurduğumuz Sünni Dirilişi gerçekleştirir.

Sünni Diriliş gerçekleşirse ne olur? Müslümanlar Sünni Dirilişin gerçekleşmesiyle küllerinden yeniden doğarlar ve cihanda bozulan nizamı değiştirip adil nizam getirirler. İlay-i Kelimetullah davasıyla yeniden cihad meydanlarında düşmanları kahredip nice beldeleri fetih edip İslam diyarı yaparlar. İslam adı altında çıkan nice bidatleri ve sapkınlığı sonlandırırlar. Hak ve Hakikati her yerde hakim kılarlar. Şeriatın mücessem ve kusursuz adaletiyle mazlumlara hami, zalimlere ise kadı olurlar.

Bütün Müslümanlara sorulsa, Müslümanların küllerinden yeniden doğmasını isterler. Cihanda bozulan nizamı değiştirip adil nizam getirmek isterler. İlay-i Kelimetullah davası uğrunda cihad edip düşmanı kahretmek isterler. Nice beldeleri fetih edip İslam diyarı yapmak isterler. İslam adı altında çıkan bütün bidatleri ve sapkınlıkları sonlandırmak isterler. Hak ve Hakikati her yerde hakim kılmak isterler. Şeriatın mücessem ve kusursuz adaletiyle mazlumlara hami, zalimlere ise kadı olmak isterler.

Ama tüm bunların gereği olan olmazsa olmaz şeyi yapmazlar. Din kardeşliği vazifesini ifa etmezler. Bu ne yazık ki Müslümanlar olarak bugün bizim baş sorunumuzdur. Müslümanlar din kardeşi olduklarını unuttular. Din kardeşliğinin, kan kardeşliğinden de öte olduğunu unuttular. Müslümanların asıl güç kaynağının din kardeşliği olduğunu unuttular.

Din kardeşliği unutulunca Müslümanlar kuru bir kalabalıktan ibaret oldular ve vehn hastalığına yakalandılar. Müslümanlar vehn hastalığına yakalanınca kafirler, Müslümanların başına aç insanların yemek kabına üşüştüğü gibi üşüştüler. Biz yeniden kardeş olduğumuzu hatırlayacağız ve Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yukarıdaki hadisi şerifindeki emirlerine riayet edeceğiz ki, aç insanların yemek kabının başına üşüştüğü gibi başımıza üşüşen düşmanlara kolay lokma olmayacağız ve bizi yemek isteyen düşmanların dişlerini kıracağız. Onların boğazını kapıp sökeceğiz!

Allah tüm Müslümanlara yeniden din ve fikir kardeşliği nasip etsin. Yeniden Sünni Diriliş nasip etsin!

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir