İslam dininde cihad farzdır. Fakat cihaddan evvel cihada hazırlık farzdır. Bugün kendini Selefi veya Vehhabi olarak tanımlayan silahlı grupların yaptığı eylemler ve hareketler, bizim bahsetmek istediğimiz cihad kavramından beridir. Cihada hazırlık, Müslümanın önce kendi nefsini terbiye etmesi ile başlar. Müslümanların imanı amelle süslenir ve sonra “Nasılsanız öyle idare olunursunuz.” ayetinin sırrı tecelli olur. Şeriatta gelir, hilafette gelir. Sonra İslam Ümmeti için güçlü ordular tertiplenir. stratejiler ve politikalar geliştirilir. Böylece bizim kasdettiğimiz cihad başlar.
Nitekim, müslümanlar daha kendi iç dünyalarında bile gereği gibi müslüman olamamışken, bugün cihaddan söz etmek, şeriattan ve hilafetten söz etmek, abesle iştigal olsa gerektir. Bakınız toplum içine çıktığımız zaman, acaba toplumun yüzde kaçı temel dini bilgilerini bilmektedir?
Niceleri Kuran-ı Kerim okumayı, 32 farzı, tuvalet adabını dahi bilmemektedir. Böyle vahim eksiklikleri yoğun olan bir toplumla şeriatta olmaz, hilafette olmaz, cihadda olmaz! Merdivenleri basamaklarına göre çıkmak gerekir.
Tahayyül ediniz lütfen..!
Hepimiz şeriat gelsin isteriz. Peki bunu isteyenlerin yüzde kaçı şeriatı kendi hayatına tatbik edebilmiştir? Her yerde içki satan yerler ve meyhaneler var. Toplum içinde azımsanmayacak kadar çok kişi içki içiyor. Zina ise oldukça yaygın. Toplum ahlaki olarak çökmüş vaziyette! Daha neler neler!
Elbette bizlerde bu facialardan ister istemez nasibimizi aldık. Tevbe kapıları açıktır. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez. Allah hepimizi, hepinizi affetsin!
Şimdi böyle bir topluma şeriat getirmek ne mümkündür?
Hilafet gelse neye yarar?
Meseleyi birde şu açıdan değerlendirirsek daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyim. İstanbul’un fethi! Rasulullah Efendimiz (aleyhisselatü vesselam) hadisi şerifinde ne buyurdu?
“Kostantinepolis elbette fetih olunacaktır. Onu fetheden komutan, ne güzel komutan; onu fetheden askerler, ne güzel askerler!”
Kostantinepolis’i, işte böyle övgüyü hakeden güzel bir nesil fethetmiştir. Orayı fethedip “İslambol” yapmıştır. Fethin en büyük sembolü olan Ayasofya’yı kilise olmaktan çıkarıp cami yapmıştır. Tüm cihanı buradan titretmiştir. Yavuz ile birlikte, İslambol hilafet merkezi olmuştur. İslam Aleminin kalbi olmuştur.
Peki ya şimdi?
Bir zamanlar İslam’ın kalbi olan Ayasofya ve Topkapı Sarayı müze haline getirilmiş. Çıplaklar ve cenabetler destursuz girip ziyaret ediyorlar. İslam Aleminin kalbine adeta hançer saplanmıştır! Toplumun; ahlaki, ilmi ve kültürel olarak tam bir enkaz halde olduğunu yukarıda belirttim.
Şimdi söyleyiniz lütfen..!
Mücadeleye nereden başlanmalıdır?
Mamafih Metot kısa ve nettir. Öncelikle Müslüman nesilleri ilim ile irşad etmek lazımdır. İlmi, kültürel ve ahlaki bir otorite kurulması lazımdır. Hilafet ve şeriat ise, bir sonraki merhaledir. Nihayetinde son merhale ise Allah yolunda cihaddır! Yine Rasulullah Efendimiz (aleyhisselatü vesselam) bir hadisi şerifinde şöyle buyurdular:
“İslam’ın en üstün zirvesi Allah yolunda cihaddır. Allah yolunda cihada ise ancak Müslümanların en faziletlileri nail olur.”
Biz, Allah yolunda cihad edebilmek için; evvela bu şerefi hakeden faziletli Müslümanlar olmak zorundayız. Rasulullah Efendimiz (aleyhisselatü vesselam) bize veda hutbesinde iki şeyi miras olarak, emanet olarak bırakmıştır. Bunlar; Kuran-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’dir. Biz bu mirasa sahip çıkmadığımız ve emanete ihanet ettiğimiz için bu haldeyiz! Büyük bir delalet okyanusunda boğulmaktayız!
Zira Rasulullah Efendimiz (aleyhisselatü vesselam) bize bıraktığı bu emanetlere sımsıkı sarıldıkça, asla delalelete düşmeyeceğimizi bize bildirmiştir. Bizim delalet içinde olmamızın en temel sebebi; Kuran-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’ye sımsıkı sarılmamamızdır. Şu Cuma bayramımızın hürmetine, Allahü Telala Ümmeti Muhammed’i gafletten, delaletten muhafaza eylesin!
Selam Aleyküm Siteniz hayırlı olsun, Allah utandırmasın, güzel ve hayırlı işlere imza atmanızı temenni ediyoruz. Takipteyiz…
Teşekkürler. Allah razı olsun. Bizi facebook ve twitter hesabındanda takip edebilirsiniz.