Aşı Olmaktan Başka Seçenek Bırakmayacaklar mı?

Aşı Olmaktan Başka Seçenek Bırakmayacaklar mı?

Biraz durup düşündüğümüz zaman insanın aklına, Aşı Olmaktan Başka Seçenek Bırakmayacaklar mı? Sorusu takılıyor. Çünkü baktığımız zaman insanlarda oluşturulmak istenen algının, “aşı ol kurtul!” Algısı olduğunu net bir şekilde görüyoruz.

Aşı şu an zorunlu değil, lakin bu olağanüstü durumun ancak herkesin aşı olmasıyla sonlanacağı insanların bilinçaltına yerleştiriliyor. Kim bilir önümüzdeki haftalarda veya aylarda belkide aşı olmak zorunlu olacak!

Korona Bahanesiyle Alınan Tedbirler

Baktığımız zaman Korona (Covid-19) bahanesiyle alınan tedbirler, insanların iktisadi hayatlarını oldukça zora sokmaktadır. Yani insanları en zayıf noktası olan para ile vurup yıldırmaktadırlar.

Geçmişe baktığımızda Domuz gribi, Ebola, Sars… gibi bir takım salgın hastalıkları yaşanmıştır. Hatta bu hastalıklar, şimdiki Korona salgınına göre daha fazla ölümcül tehlike arz etmekteydi. Ama o dönemlerde hiçbir zaman insanların iktisadi hayatlarını ve sosyal hayatlarını derinden sarsacak şekilde garip tedbirler alınmamıştı. Dünyadaki herkes mutlaka aşı olacak diye bir dayatma, baskı, algıda oluşturulmamıştı. Şimdi ise o salgınlardan hiçbirisi yok.

Ama öldürücü etkisi oldukça düşük olan, kim bilir belkide aslında öldürücü etkisi neredeyse hiç olmayan Korona salgını sebebiyle insanların iktisadi ve sosyal hayatlarını derinden etkileyecek gereksiz tedbirler alınıyor. Şu an insanlarımızın birçoğunun hayat düzeni mahvoldu. Evine ekmek götüremeyen, borç batağında olan ve intihar eden insanlar her gün duyduğumuz rutin haberler haline geldi.

Kim bilir, Korona sebebiyle ölümden çok, Korona bahanesiyle alınan tedbirlerden dolayı kendi canına kıyanların sayısı belkide daha fazla! Medya, ekseri kahir olarak güç sahibi olanların kontrolünde olduğu için, birçok vakıa medyaya yansımamaktadır.

İnsanlar Korona Salgınından mı Ölüyorlar?

Korona sebebiyle öldüğü iddia edilen insanların otopsilerinin yapılmaması, insanlar korona salgınından mı ölüyorlar? Yoksa birileri böyle bir algı mı oluşturuyor? Sorularını insanlarının akıllarına getiriyor.

Bu konuda 2020 yılının Nisan-Mayıs aylarında Almanya’da Hamburg-Eppendorf Üniversite kliniğinde, Korona sebebiyle öldüğü iddia edilen 170 kişinin otopsisi yapıldı. Bu otopsi sonuçlarında ise büyük çoğunluğun Tromboz veya Akciğer Embolisinden dolayı öldüğünü tespit ettiler.

Tromboz: Damar içinde pıhtı oluşumudur.

Akciğer Embolisi: Akciğer damarlarından bir tanesinde pıhtı ya da başka bir materyal sebebiyle oluşan tıkanıklıktır.

Hamburg Adli Tıp Başkanı Prof. Klaus Püschel:

“Hamburg’da, daha önceden hasta olmayan tek bir kişi bile virüsten ölmüş değil, Şu ana kadar incelediğimiz kişilerin hepsinde kanser, kronik bir akciğer hastalığı, aşırı sigara tüketimi veya obezite vardı; diyabet veya bir kalp damar hastalığından muzdariptiler. Bu virüs adeta bardağı taşıran son damladır. Kovid-19 yalnızca sıradışı vakalarda ölümcül bir hastalıktır, ama çoğu vakada ağırlıklı olarak zararsız bir viral enfeksiyondur.” dedi.

Anlaşılacağı üzere, Korona sebebiyle öldüğü iddia edilen insanların ekseri kahirinin asıl ölüm sebebi Korona değildir. Ama Dünya kamuoyunda böyle bir algı oluşturularak insanların hayatları mahvedilmektedir.

Korona Tedbirleri Kimlere Yarıyor?

Korona tedbirleri dönemine baktığımızda zenginlerin daha zengin, ama fakirlerin daha fakir olduğuna şahit oluyoruz. İnsanlığın yani bizlerin, sizlerin alım gücü zayıflarken, özellikle gelişmekte olan ülkelerin insanları dahada fakirleşirken, küresel piyasanın söz sahibi olan milyarderlerin servetleri %27 artışla 10 Trilyon Doları aşmıştır.

Bir devletin bile yıllık büyüme oranı %3-4’ü genellikle geçmezken, kendilerini devletler üstü konumda görenlerin kısa sürede servetlerinin %27 artması ve 10 Trilyon Doları aşması manidardır. En büyük devletlerin bile böyle servetleri yok. Hatta en büyük devletlerin servetlerinin toplamı bile bu kadar değil!

Kısacası zengin daha zengin, fakir daha fakir olmuştur. Alınan saçma sapan Korona tedbirleri ile insanların iktisadi ve içtimai hayatları bozulmuştur. İnsanların alım gücü oldukça azaldığı gibi, insanların para kazanmasının önü tıkanmıştır. Bu da insanların gün geçtikçe dahada borç batağına girmesine sebep olmuş ve parasızlıktan, borçlardan dolayı insanların iç huzuru ortadan kalkmıştır. Bunun neticesinde cinnet geçirip intihar eden insanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

Asıl araştırılması ve ortaya çıkarılması gereken şey, insanları Korona mı öldürüyor? Yoksa Korona tedbirleri mi öldürüyor?

Aşı Ol Kurtul Psikolojisi

Korona salgınıyla alınan tedbirler neticesinde, yazının başından beri belirttiğimiz gibi insanların iktisadi ve içtimai hayatları mahvedilmiştir. İnsanların hayat düzenleri bozulduğu gibi alım gücü oldukça azalmış ve insanlar borç bataklığına sürüklenmiştir. İnsanlar en zayıf noktası olan maddiyattan vurulmuştur.

Hal öyle bir duruma getiriliyor ki, tüm olağanüstü dönemin bitmesi için aşı olunmalıdır. Aşı olacağız ve insanlık olarak eski iktisadi ve içtimai düzenimize kavuşacağız. Eğer aşı olunmazsa bu hayat böyle devam edecek!

Restorantlar, kafeler kapalı olacak, esnaflara, paket servislere çeşitli kısıtlamalar getirilecek, haftasonları ve akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanacak, maskesiz gezilemeyecek, toplu durulmayacak…

İnsanlar bu tedbirlerden ve bu şekilde hayattan hem psikolojik olarak bunaldı, hemde maddi olarak yıprandı. Artık insanlık öyle bir noktaya getiriliyorki, aşı olalım ve bitsin bu işkence hayat! İnsanlar Korona tedbirleriyle yıldırılırken, herkes gönüllü aşı olmak isteyecek sırf bu kısıtlamaların son bulabilmesi için!

Aşı Olmaktan Başka Seçenek Bırakmayacaklar mı?

Enteresan olan şudurki, devlet yetkilileri henüz aşı olmak zorunlu olacak diye bir söylemde bulunmadıkları halde, bir takım odaklar aşı olmamayı, vatana ihanet olarak addediyorlar. Medya ve sosyal medya platformlarında, insanların eğer gönüllü olarak aşı olmazlarsa bir takım kısıtlamalarla insanları aşı olmaya mecbur edecek kararların alınacağı, alınması gerektiği yönünde söylemlerde bulunuluyor.

Eşşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyorlar veya insanların her halükarda ya seve seve ya da zorlaya zorlaya aşı olacağını bizlerin bilinçaltına yerleştirmeye çalışıyorlar. Eğer insanlar gönüllü olarak aşı olmazsa ve Korona salgını son bulmazsa, aşı olmayanlara sert iktisadi, içtimai ve hürriyet kısıtlamaları getirerek; baskı yoluyla aşının herkese bir şekilde yaptırılacağı şimdiden insanlara kabul ettirilmeye çalışılıyor.

Benim tahminimce de çok yakın bir zaman diliminde aşı olmayanlara yönelik kısıtlamalar ufaktan ufaktan başlayacaktır. Böyle bir durumda herkes koyun gibi aşı olacaktır. Sonra hayat kaldığı yerden devam edecektir. Artık çoğumuz kısır mı olur, bir çocuktan sonrası daha olmaz mı, vücudumuzda uzun vadede çeşitli bozukluklar ve rahatsızlıklar mı yaşanır, iç organlarımız zamanla bir takım hastalıklara mı gebe olur, yoksa evham mı yapıyoruz, komplo teorilerinin esiri mi olmuşuz Allah bilir! Ben aşılara hiçbir şekilde güvenmiyorum!

Kısacası bir tiyatro var. İsmi Korona! sahnede hepimiz senaristin şaklabanıyız!

Korona Salgının ilk dönemlerinde yazmış olduğum Covid-19 Bahane Kriz Şahane! İsimli yazımı da okumanızı tavsiye ederim. Bu işte bir iş var. Ancak Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Muhakkak ki Allah, onların tuzaklarını başlarına geçirecektir.

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir