İstanbul Sözleşmesi ve Pedofili Tehlikesi

İstanbul Sözleşmesi ve Pedofili Tehlikesi

Güya kadına olan şiddeti yok etmek amacı ile Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen (Kadına Yönelik Şiddet ve Aile Şiddetinin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) özellikle ülkemiz de İslami kesim olan bizler tarafından oldukça sert şekilde eleştirilmektedir ve karşı çıkılmaktadır. Bu yazımda İstanbul Sözleşmesi ve Pedofili Tehlikesi konusuna değineceğim.

İstanbul Sözleşmesi denen şer anlaşmasında ele alacağımız madde, sözleşmenin 3. Maddesinin f bendidir. Bu bend aynen şu şekildedir:

“Kadın” terimi, 18 yaşından küçük kızlarıda kapsayacaktır.

Kadın terimi nasıl oluyorda 18 yaş altındaki kızlarıda kapsayabiliyor? Böyle bir sözleşmede, kadın teriminin 18 yaş altındaki kızlarıda kapsamasına sözleşme metinleri düzenlendiği sırada bir Allah’ın kulu bilemi itiraz etmemiş? Ya da İstanbul Sözleşmesi nihai hedefine ulaştığında bu maddeyi birileri pedofili ilişkiyi meşrulaştırmak için kullanacak mı?

Kadın ve Kız Arasındaki Fark Nedir?

İstanbul Sözleşmesindeki, kadın teriminin 18 yaş altındaki kızlarıda kapsamasının sakıncalarını anlatmadan evvel, Kadın ve Kız arasındaki fark nedir? Sorusuna cevap vermek lazımdır. Aslında bu sorunun cevabını herkes bilmektedir.

TDK’da Kadın kelimesinin anlamı, hatun kişi, erişkin dişi olan demektir. Yani 18 yaşın üzerindeki her bayanı kadın olarak kabul etmektedir. Türkçe dilinde kadın, 18 yaşın altındakiler için kullanılmaz. Kız kelimesinin anlamı ise, dişi çocuk olarak geçer. Yani özetle TDK’da kadın, 18 yaş üzeri için söylenir, kız ise 18 yaş altı için söylenir ve 18 yaş altı çocuktur. Çocuk kelimesinin anlamı ise, bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız olarak geçmektedir. Erginlik dönemi ise kanunlarımıza göre 18 yaşından itibaren başlar. Yani TDK’ya ve kanunlarımıza göre 18 yaş altı olan herkes çocuktur. Lugat manasında aynı zamanda kız ve kadın ayrımı, bakire ve bakire olmayan ayrımı olarakta yapılmaktadır. Yani bir kadına kız denilemeyeceği gibi, bir kızada kadın denilemez. Eğerki bir kıza kadın denilirse, onun bakire olmadığı ima edilmiş olur. Bu ayrım o yüzden çok önemlidir.

Lugat anlamlarına neden bu kadar takıldım ve izah ettim diye sorabilirsiniz. Uluslararası sözleşmelerde, anlaşmalarda ve devletlerin kanunlarında lugat çok önemlidir. Eğer kelimelerin anlamları olması gerektiği gibi kullanılmazsa veya herhangi bir kelime cümleyi çok farklı anlamlara taşırsa, o kelimenin kanun maddeleri, uluslarası anlaşma ve sözleşme maddeleri içine girmesine itiraz edilir. Yani bir kelime bazen her şeyi değiştirebilir. İşte İstanbul Sözleşmesinde 3. Maddenin f bendinde var olan 18 yaş altı kız çocuklarının kadın olarak sayılması da, bu maddeninin ucunun çok farklı yerlere çekilmesine sebep olabilir.

18 Yaş Altı Kız Çocuklarının Kadın Olarak Sayılması Hangi Açıdan Tehlikeli?

İstanbul Sözleşmesi ve Pedofili Tehlikesi işte burada kendini göstermektedir. Pedofili, 15 yaş altı olan kız ve oğlan çocuklarına yapılan cinsel istismarlara denilmektedir. Türkçedeki tabirine sübyancılık denilir. 18 yaş altı kızların, kadın olarak sayılması, 15 yaş altı kız çocuklara yapılan cinsel istismarları meşru zemine oturtmaktadır. Çünkü 18 yaş altı kız çocukları derken belli bir sınırlama belirtilmediği için yeni doğduğundan itibaren kız bebeklerin, çocukların hepsi kadın olarak geçmektedir.

İstanbul Sözleşmesi baktığımız zaman zaten sadece aile müessesesini yıkmıyor, aynı zamanda ahlaksızlıkları da savunuyor. Zina, eşcinsel ilişki, aldatma, ensest ilişki… hepsi meşrudur İstanbul Sözleşmesine göre ve isteyen istediği kimseyle cinsel ilişkide bulunabilir. Birde bu bahsettiklerimin hepsi tam olarak gerçekleştikten sonra, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel olan bir tehlike daha var. O da Pedofili sapkınlığının meşruluk kazanmasıdır.

Pedofili sapkınlığının ileride meşruluk kazanmasının önünü açacak madde, yukarıda bahsettiğimiz İstanbul Sözleşmesi, Üçüncü Madde f bendidir. 15 yaş altı kız çocuklarıyla cinsel ilişki suç olmaktan çıkıp meşru bir zemine oturtulduğu vakit, Dünya çığrından çıkmış olacaktır. Kız çocuklarını para karşılığı zenginlere satıp fuhuş yaptıran, kız çocuklarını sevecen şekilde ikna edip zorla tecavüz eden ve tecavüz ettiği kızı tehdit edip rıza yollu ilişki yaşadığına dair ifade verdiren, tehdit edilen ebeveynlerinin kızlarının tecavüze uğramasına göz yumması hadiseleri…

Zaten hali hazırda var olan bu ve benzeri vakıalar yasal olarak meşru zemine oturtulacaktır. Nasılki 15 yaş üzeri ile rıza yollu zina yapmak yasal olarak meşrudur, aynı şekilde artık 15 yaş altıylada zina yapmak meşru olacaktır. Bu yaş sınırı dahada aşağılara çekilebilecektir. Tecavüz vakıasından sonrada, kız çocuklarının rıza yollu ilişki yaşadıklarına dair ifade vermeleri tehdit yoluyla sağlanacaktır ve böylece kimse ceza almayacaktır. İşin kötüsü, 15 yaş altı cinsel ilişki meşruluk kazanırsa bu sapkınlık hızla yaygınlaşacaktır! İşte böyle bir sapkınlığın önünü açan tehlikeyle karşı karşıyayız!

Minareyi çalan kılıfını uydurur!

Peki insanlık bu kadar sapkın dereceye gelir mi? O kadarda abartma, saçmalıyorsun diyenler olacaktır! Ben de derimki, perşembenin gelişi çarşambadan belli olur! Bundan 20-30 yıl önce zinanın hiç olmadığı kadar yaygınlaşacağından, aldatmaların, gayri meşru ilişkilerin, ensest ilişkilerin, eş değiştirmeli ilişkilerin, grup fantazilerinin, eşcinsel ilişkilerin, eşcinsel eviliklerinin, eşcinsel evlilerin evlat edinmelerinin, cinsiyet değiştirmelerin yaygınlaşacağından bahsetseydik; hatta Dünya Sağlık Örgütünün başındakinin gün gelecek ibne olacağından, hatta Çin devlet başkanının gün gelecek ibne olacağından bahsetseydik; herhalde o zamanda insanların çoğu abarttığımdan, saçmaladığımdan bahsedecektir.

Ancak geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, saymış olduğum tüm bu ahlaksızlıklar, sapkınlıklar ne yazık ki gerçekleşti. En önemlisi ise bu ahlaksızlıkların ve sapkınlıkların hepsi tamanen meşru ve serbest! Hiçbirisi suç değil! Geriye bir tek Pedofili sapkınlığının da meşruluk kazanması kaldı. O da şartlar elverişli hale geldiğinde meşruluk kazanmaya başlar ve insanlık sapkınlıkta yeni zirveleri test eder!

Sonuç

Meseleyi idrak etmek, anlamak isteyene aslında bu kadar basit! Nasıl ki bugün kanunlarda 15 yaşındaki bir kızın rıza yollu cinsel ilişki yaşaması şuç değildir ve serbesttir. Yarın bu yaş daha aşağılara, daha daha aşağılara kademeli olarak çekilecektir! Alıştıra alıştıra, hiç acele etmeden amaçlarını bir bir gerçekleştirmektedirler.

Örneğin bugün Hollanda’da eşcinsel evlilik serbesttir. Başka ülkelerde var ama en bilindik Holllanda diye orayı örnek verdim. Hollanda’da eşcinsel evlilikler serbestken bizim ülkemizde eşcinsellerin vakıf ve dernekler şeklinde sivil toplum örgütlenmeleri yasaktı. Bugün Türkiye’de eşcinsellerin sivil toplum örgütlenmeleri serbesttir. Cinsiyet değişimi serbesttir. Yakında toplum uygun hale gelince eşcinsel evliliklerde serbest hale gelecektir. Hatta evlenen eşcinsellerin evlat edinmeleride en nihayetinde meşru hale gelecektir! Her şey kademe kademe gerçekleşiyor! Toplumun tepkisini çekmeyecek şekilde, kitle psikolojisi üzerinde mühendislik yapılarak gerçekleşiyor.

Eğer bugün uyanmazsak, yarın çok geç olacak! Evlatlarımız, nesillerimiz büyük tehlikelerle, karanlık bir gelecekle karşı karşıya! Artık uyanmak için ne bekliyoruz? İlla kızlarımız tecavüze mi uğrasın? İlla evlatlarımız eşcinsel mi olsun? İlla eşlerimiz bizi aldatsın mı? İlla eşlerimiz bize iftira atıp hayatımızı karartsın mı? Ne bekliyoruz uyanmak için? Öldüğümüzde mi narkozun etkisinden kurtulacağız? Ne zaman tavuk olmadığımızı, aslında kartal olduğumuzu hatırlayacağız?

Allah, İstanbul Sözleşmesini bu millete musallat edenleri kendi eşleriyle, kendi evlatlarıyla imtihan etsin! Allah adildir, Allah müntakimdir, Allah kahhardır!

İstanbul Sözleşmesini Meclise kim teklif etti? Öğrenmek için tıklayınız.

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir