Biz AKP İktidarının yaptığı yanlışları dile getirip yapıcı muhalefet edince, bazı Ak Troller, “Muhalefet Etme Çözüm Üret” diyorlar. Onların bu şekilde cevap vermeleri, sorunları kabul etmeleri anlamına gelmektedir. Zira sorunları kabul ediyor olmasalardı, muhalafet etme çözüm üret şeklinde bir tepki vermezlerdi.
Ancak avamın vazifesi çözüm üretmek değildir. Çözüm üretecek kimselere rey vermektir, ya da rey verdikleri kimselerin çözüm üretmesi için gerekirse baskı kurmaktır. Rey verdiği kişiler hata ederlerse, o hataları hiç çekinmeden dile getirmektir. Hata yapan iktidarda hangi parti olursa olsun eleştirilmelidir. Bu eleştirileri yapmak ise her vatandaşın en tabi hakkıdır.
Eğer hatalar dillendirilmeyecekse ve hataları dillendirip karşı çıkanlar hain ilan edilecekse, o halde fikir özgürlüğünden nasıl söz edilebilir? Bu ülkenin vatandaşı olanlar için tek alternatif iktidarda olan partinin yalakası olmak mıdır? Bütün hatalara karşı kafamızı sizin gibi kuma mı gömelim?
İki Çeşit Muhalefet Vardır
Muhalefet dediğimiz zaman, iki çeşit muhalefet vardır. Birisi yıkıcı muhalefet, diğer ise yapıcı muhalefettir. Bizim yaptığımız ise yapıcı muhalefettir. Çünkü yanlışa yanlış diyoruz. Yanlışa doğru demiyoruz. Yanlışa yanlış denilecek ve bu konuda güçlü bir kamuoyu oluşturulup tepki gösterilecek ki, devleti yönetenler bu tepkilerden çekinip yanlışa meyletmesinler ya da yapılan yanlışlardan dönsünler.
Misal olarak İstanbul Sözleşmesi konusunda hem İktidar tabanından hemde iktidarı desteklemeyen İslami Camianın tamamından kuvvetli tepkiler geldi. En nihayetinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığı ilan edildi. Tabi İstanbul Sözleşmesinden çıkılsa bile, sözleşme enkazı olan kanunlar halen yürürlükte ve ne yazık ki aynı tepki bu kanunlara da gösterilmez oldu.
Birde yıkıcı muhalefet vardır. Gezi Olayları ve Boğaziçi Üniversitesi olayları buna en güzel örnektir. Bunlar haddi aşanlar topluluğudur. Anarşizmi kendine şiar edinenler topluluğudur. Biz iktidar yalakası olanlardan kendimizi beri tuttuğumuz gibi, isyanı ve yıkımı kendine şiar edinen yıkıcı muhalefettende kendimizi beri tutarız.
İktidar Çözüm İçin Vardır
İktidarda kim olursa olsun bahane üretmek için değil, çözüm üretmek için vardır. Çözümü avam üretmez. Avam devleti yönetecek kimseleri seçer, seçtikleri kimseleri aynı zamanda takip eder ve yanlış görürse tepki gösterir, eleştirir. Bahane üreten kimse lider olamaz. Lider çözüm üretendir.
Ancak AKP’ye baktığımız zaman sürekli bahane üretmektedir. Her türlü olumsuzlukların günah keçisi muhaliflerdir. Oysa muhaliflerin devlet yönetiminde hiçbir yetkisi yok. Bütün yetki iktidarda olduğu halde, çözüm olmaları gerektiği yerde bahane üretiyorlar. Çözüm üretmedikleri gibi, sorunların daha da büyümesine ve derinleşmesine sebep oluyorlar. Yeni sorunlar üretiyorlar.
Çözüm Değil Sorun Üretildi
20 yıllık AKP iktidarı boyunca çözüm değil sorun üretildi. Acaba bize muhalefet etme çözüm üret diye tepki gösterenler, 20 yıldır destekleri AKP’nin ürettikleri sorunlara da aynı şekilde tepki gösterdiler mi? Onlarada sorun üretme çözüm üret, bahane üretme çözüm üret dediler mi? Soruyu daha doğru şekilde sorayım. Sorunlardan acaba ne kadar haberdarlar?
Bazı Ak Troller ne sorunu üretildi? Şeklinde itirazda bulunabilirler. Bu itirazı yapan Ak Troller ise 20 yıldır kafasını kuma gömen kesimdir. Çok sayıda sorun olmakla beraber, bazılarını sayayım.
İstanbul Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi kapsamında çıkarılan kanunlar sorun olarak halen duruyor. Yap-İşlet-Devret ve Özelleştirme politikaları ülke ekonomisini yıkıma görecek boyutta bir sorun olarak karşımızda! Mülteciler sorunu, ülkede iç savaş ve kaos çıkaracak ciddiyettedir. Başörtüsü sorunu güya çözüldü ancak yerini tesettür ve mahremiyet sorunu aldı. Gençler dinden ve maneviyattan soyutlanıyor akın akın Deist, Agnostik, Ateist oluyor. Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Eşcinsellik ve zina bu iktidar döneminde hürriyet kazandı ve hızla yaygınlaştı. Ülke devlet ve millet olarak faiz bataklığına saplanmış vaziyette. İktidar kesiminde lüks ve şatafat almış başını gidiyor. Her türlü bidat ve fitne ayyuka çıkmış millet arasında hızla yayılıyor…
Saymaktan yorulacağım sayısız sorun bu iktidar döneminde ortaya çıktı. Bu sorunlara en başından beri iktidarı destekleyenler tarafından kulak tıkandı. Sorunları görmezden geldiler, kafalarını kuma gördüler. 20 yıldır ülkenin gidişatını at gözlüğü ile ele aldılar. Sorunları dile getirenleri ise hain, düşman, münafık, FETÖ’cü, İsrail dölü… ilan ettiler!
Sorunun Büyüğü Ak Troller
20 yıllık AKP iktidarı döneminde ise sorunun büyüğü Ak Troller olmuştur. Ne yazık ki bu zümrenin nüfusu azımsanmayacak kadar çoktur. Bu zümre adeta büyülenmiştir. Bunların gözü ancak mahşerde açılır. Bunlara göre AKP’yi eleştirmek eşittir vatana ihanettir!
Kendilerinin ne ülkenin gidişatından ne de dünyadan haberleri yoktur. AKP’nin propaganda ekibinin ürettikleri yalan algı operasyonlarının adeta esiri olmuşlar, adeta hipnoz edilmişler. Hayal aleminde yaşıyorlar.
Onlara göre AKP iktidarına yapılan eleştirilerin hepsi yersizdir ve haksızdır. Eğer AKP giderse CHP gelir ve hepimizi bir güzel düzer! O yüzden her ne koşulda olursa olsun Erdoğan’ı ve AKP’yi desteklemek dini ve milli bir vecibedir!
AKP’nin safında olmayan kafirin safındadır. AKP davası, Hak davasıdır. Hak ile batıl mücadelesidir! Dolayısıyla onlara göre ya hakkın safında, ya da batılın safında olacaksın!
Ancak onların durumu, denize düşüp yılana sarılanların durumu gibidir. Oysa biz yılana değil, Allah’ın ipine sarılıyoruz!
Çözüm Yapıcı ve Etkili Muhalefettir
Bize muhalefet etme çözüm üret diyenlere, çözüm yapıcı ve etkili muhalafettir deriz. Çünkü eğer sorunlar tartışılmazsa, dile getirilmezse daha da büyür. Sorun üretenler kendilerini hep doğru zanneder. Sorun üretenlere koşulsuz biat onları cesaretlendirir ve daha büyük sorunlar üretmelerine kapı açar.
Sorunun en büyüğü sorunlara karşı tepkisiz kalmak, sükut etmektir. Sorunlara karşı tepkisiz kalmanın bedeli bugün dağ gibi büyüyen sorunların dini ve milli tehdit olarak karşımıza çıkmasıdır. Ülkenin hem madden hemde manen gidişatı hiçte hayra alamet değildir.
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.”
Bir adam:
Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zâlimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz? dedi. Peygamberimiz:
“Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir”buyurdu. Buhârî, Mezâlim 4; İkrâh 6. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 68
Bu hadis-i şeriften ne anlamalıyız? Bugün AKP iktidarı zalimlikte haddi aşmıştır. Fiziki olarak bir zulüm yapılmasa bile madden ve manen büyük zulümler yapılmaktadır.
Ey Ak Troller madem davanız din ve vatan, maden bu mücadeleniz hakla batıl mücadelesi, madem Erdoğan ve AKP Müslüman… o halde din kardeşlerinizin hatalarını ve zulümlerini çekinmeden haykırın, onlara gerekli tepkiyi gösterin! Umulur ki çekinip hatalarından ve zulümlerinden dönsünler! Sizlerin bu derece ölümüne onları desteklemeniz İslam dinine ters! İnsanlığa ve vicdana ters!
Ebû Saîd (el-Hudrî) diyor ki, “Resûlullah”ı (sav) şöyle derken işittim: “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgarî gereğidir.”
Muhalefet etme çözüm üret diye tepki göstereceğinize çözüm üretmesi gereken asıl merciye gereken yapıcı muhalefetinizi ortaya koyun, tepki gösterinki çözümü onlar üretsinler! Elimizle düzeltemeyiz ancak dilimizle gereken tepkiyi gösterirsek belki düzeltilmesine vesile oluruz. Kalbimizle ise her zaman buğz ederiz!