Küreselci Hegemonya Nasıl Çökertilebilir?

Küreselci Hegemonya Nasıl Çökertilebilir?

Etkisini hayatımızın her safhasında derinlemesine hissettiğimiz Küreselci Hegemonya Nasıl Çökertilebilir? Tarih ilmi hem ilham almak, hem de ibret almak açısından oldukça önemlidir. Tarihe baktığımız zaman, Küreselci Hegemonya Nasıl Çökertilebilir? Sorusuna cevap bulmak mümkün olmaktadır. Bu konuda aslında birçok tarihi hadise bizlere ilham vermektedir. Yeter ki bizler tarihten ders çıkarmasını bilelim.

Küreselci Hegemonya Nasıl Çökertilebilir? Başlıklı bu makalemi okumaya başlamadan evvel, daha önce yazmış olduğum, Küreselcilerin Sonu Nasıl Gelecek? Başlıklı makalemi, başlığın üzerine tıklayarak okumanızı tavsiye ederim. Küreselcilerinin Sonu Nasıl Gelecek? Başlıklı makalemi okuduktan sonra, bu makalemi okumaya devam edebilirsiniz.

Bizler kendimizi de, düşmanımızı da iyi tanımalıyız. Biz neden güçsüzüz? Çünkü birlik ve kardeşlik yok! Allah-ü Zülcelal Hazretleri Furkan Suresi 52. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurmaktadır:

“Fakat Resulüm, biz senin cihanşümul son uyarıcı olmanı diledik. Bu sebeple kafirlere asla itaat etme! Kuranı esas alarak onlara karşı büyük bir gayretle, çok yönlü ve kapsamlı bir şekilde cihad et!”

Kafirlerle çok yönlü ve kapsamlı bir şekilde cihad edebilmek için ise birlik ve kardeşlik ruhuyla hareket etmek gerekmektedir. Ancak İslam Dünyasına baktığımız zaman birlik ve kardeşlikten ziyade; birbirini çekememezlik, birbirine su-i zan etme, birbirine haset etme, birbirine güvenmeme, birbirini ötekileştirme… görüyoruz.

Bu durumda meydanı boş bulan Küreselci Hegemonya, bütün Müslümanların ve Dünyanın üzerinde mutlak hakimiyet kuruyor. Onların hegemonyası bizim hatalarımızdan güç bulmaktadır. Biz birlik ve kardeşlik üzere olup topyekun ve kapsamlı bir şekilde düşmanla cihad etmediğimiz sürece de bu düzen böyle devam edecektir. Allah-ü Zülcelal Hazretleri Tevbe Suresi 14. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyuruyor:

“Onlarla savaşınki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın. Onları rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım ve zafer ihsan buyursun. Baskı ve zulüm altında inleyen Mümin toplulukların gönüllerini ferahlatsın.”

Pers İmparatorluğunun Yıkılışı

Pers İmparatorluğu, MÖ 550-330 yılları arasında Dünyanın süper gücü konumunda bir devletti. Doğu’da İskitler ile, Batı’da ise Yunan Şehir devletleri ile sık sık savaşmıştı. Pers İmparatorluğu’nu en çok zorlayan devlet ise, Yunan Şehir Devletleri idi. oluşturdukları askeri ittifak ile Pers İmparatorluğuna karşı direniyorlardı. Daha önceden kaybettikleri Anadolu’da ki Ege kıyılarını da, oluşturdukları askeri ittifak sayesinde geri almayı başarmışlardı.

Ancak bu askeri birlik çokta uzun sürmedi. Pers İmparatorluğu, Spartalılar ile dirsek temasına girip onları finansal olarak destekledi ve Atina Hükümeti ile güç mücadelesine girmeye sevk etti. Her şey Pers İmparatorluğunun istediği gibi gidiyordu. Spartalılar ve Atinalar arasında MÖ 431 yılında Peleponez Savaşları başladı. Yunan Şehir Devletleri, bu savaşlarla birbirlerini yıpratınca, Anadolu’nun Ege kıyılarında bulunan İyon Kentlerini, Pers İmparatorluğu tekrar ele geçirdi.

Yunanların aralarında yaşanan savaşlar, Pers İmparatorluğunun Anadolu’da otoritesini çok daha güçlü sağlamasına sebep oldu. İlerleyen yıllarda Pers İmparatorluğu içinde İskitler ve Hintler tarafından bazı isyanlar gerçekleşti. Daha sonra da 2 yıl boyunca taht kavgaları yaşandı. İsyanlar ve taht kavgaları yaşandığı esnada batıda Makedonya Krallığının başına, Büyük İskender’in babası olan II. Philip geçti.

Makedonya Kralı olan II. Philip, Yunan Şehir Devletlerinden oluşan Korintos Birliğini kurdu. Bu birliğin gayesi, Pers İmparatorluğu ile yapılacak savaşlarda, tüm Yunan Ordularının tek bir lider çatısı altında yönetilmesini sağlamaktı. Bu liderlik II. Philip’e nasip olmasa da, yerini alan oğlu III. İskender’e (Büyük İskender) nasip oldu. Yeni Makedonya Kralı olan III. İskender, MÖ 334 yılında Pers İmparatorluğuna karşı doğu seferine başladı.

Pers İmparatorluğu gücü gayet yerinde olmasına ve Anadolu’da kurmuş olduğu otoritesi oldukça sağlam olmasına rağmen, III. İskender liderliğinde ki Korintos Birliği karşısında defalarca mağlubiyet yaşadı. En nihayetinde ise Büyük İskender, sadece 4 yıl içerisinde bütün Pers İmparatorluğu topraklarını fetih etmeyi başardı.

Dönemin süper gücü olan Pers İmparatorluğu, yıllarca kendi aralarında savaşarak kendi güçlerini eriten Yunan Şehir Devletlerinin birleşip kendi üzerine sefere çıkmasıyla, sadece 4 yılda tarih sahnesinden silindi.

Müslümanlar Nasıl Dersler Çıkarmalıdır?

Bugünün Küreselci Hegemonyasını da, tıpkı Pers İmparatorluğuna benzetebiliriz. Dünya da kurdukları bir düzen var. Bu düzen onların çok başarılı olmasından ziyade, onların bu düzenine karşı birleşip başkaldıracak bir gücün meydana gelmemesinden dolayı devam etmektedir. Yani rakipsizler. Kurdukları düzen, rakiplerinin kendi içlerindeki çekişmelerinden beslenmektedir. Zaten bu çekişmelerin aktörlerini de kendileri beslemektedir.

Müslümanlar kendi içlerinde didiştiği sürece, Küreselci Hegemonyanın satılık piyonlarına itibar edip itaat ettiği sürece, kendi dinine yüz çevirdiği sürece, birlik ve kardeşlik şuuruna sahip olmadığı sürece; Küresel Hegemonya varlığını rakipsiz olarak devam ettirecektir. Esasında Küreselci Hegemonyanın kurdukları düzen örümcek ağı gibidir. Sadece bir süpürmeyle düzenleri yıkılır ve hegemonyaları ise son bulur. Bizim sadece bunun bilincinde olmamız gerekiyor.

Müslümanlar evvela piyonlara itaat etmeyi ve onların fitneleri sebebiyle birbirleriyle savaşmayı-çekişmeyi bırakmalıdırlar. Sonra aralarından adil, salih ve ehil kimseleri lider seçmeliler. O liderler birleşmeli ve kendilerine Halife-Başkomutan seçmeliler. Daha sonra da topyekun düşmana sefer ilan etmeliler.

İşte o zaman tıpkı Pers İmparatorluğunun 4 yıl gibi kısa bir sürede tarih sahnesinden silinmesi gibi Küresel Hegemonya da en kısa sürede tarih sahnesinden silinir. Rezil ve rüsva olurlar! İhtiyacımız olan şeyler ise; idrak, şuur, inanç ve aksiyondur! Allah-ü Teâlâ Hazretleri, tüm Müslümanlara Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmayı nasip etsin!

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir