Bu makale ile Son Zamanlarda İslama Neden Saldırılar Oluyor? Sualinin cevabını vermeye çalışalım. Mevzuyu siyaset psikolojisi ve kitle psikolojisi açısından tahkik edeceğim. Hem böylece hep birlikte görünenin ardında ki görünmeyeni idrak edeceğiz. Çünkü hakikat genellikle bize gösterilenler ve onlar üzerinden oluşan düşünceler değildir. Gösterilenler, zaten bizim düşünce dünyamızı belli bir amaç için şekillendirmek içindir.
O yüzden her türlü kitle mühendisliği operasyonlarından sıyrılmamız elzemdir. Bunun için ise insanların kendileri hakikati araştırıp tespit etmek için çaba sarf etmelidir. Çaba göstermeyen kişi hakikate kolay kolay ulaşamaz. Kendisine ne verilirse onu alır ve o şekilde kabul eder.
Her şeyden evvel belirtmek isterim ki, yaşadığımız bu devir ahir zaman devridir. Bu devirde Müslümanlar çobansızdır ve gariptir. Osmanlı İmparatorluğu’nun (Devlet-i Aliyye) yıkılmasıyla birlikte İslam Dünyası hem ilmi otorite olarak ve hem de siyasi otorite olarak yıkılmıştır. Bu yıkım ise İslam Dünyasında adeta bir travma etkisi oluşturmuş ve ittihattan ihtilafa gidilmiştir. Bu durumda bütün Müslümanların ve İslam dininin garip kalmasına sebep olmuştur.
Bu gariplikten cesaret alıp bir takım Münafık ve Rüveybida Adam olan kimseler, Müslüman milletlerin başına yönetici oldular. Bir takım din düşmanı kimselerde her fırsat bulduklarında cesurca, fikir ve ifade özgürlüğü adı altında İslam dini ve değerleri aleyhinde küstahça konuştular ve konuşmaya da devam ediyorlar.
Bu din düşmanlarının, düşmanlıkları üzerinden ise dini siyasete alet eden Rüveybida Adam olan kimselerde, Müslüman kesimlerin desteğini arkasına almanın milimetrik hesaplarını yapıyorlar. Bu sayede mevcut siyasi konumlarını koruyorlar ve İslam dininin arkasına sığınarak her türlü Gayri İslami icraatı yapıyorlar.
Artan Din Düşmanlığının Asıl Sebebi Nedir?
Siyaseti, dinin yücelmesi için bir alet olarak görmeyen; bilakis dini kendi siyasi emellerine alet eden Rüveybida Adam olan kimseler; yaptıkları kebâir günahlar sebebiyle İslam dininin daha da zayıflamasına, özellikle yeni nesillerin daha da dinsiz olmasına ve dine karşı nefret duymasına sebep oluyorlar.
Merhum Mehmet Şevket EYGİ Beyefendinin köşe yazılarında sürekli vurguladığı gibi, Siyasal İslam (İslamcılık) ilerlerken, İslam Dini (Müslümanlık) gerilemektedir. Çünkü Siyasal İslamcılar, Ahkâm-ı Şeriyye üzere hayat yaşamadıkları gibi, siyasal gücü ellerine geçirdiklerinde ise, devletin malı deniz yemeyen domuz anlayışıyla akbaba gibi devletin bütün imkanlarını yiyip bitiriyorlar.
Bugünde Türkiye’de baktığımız zaman Siyasal İslamcılar bunu yapmaktadır. Kâfir denilen, din düşmanı denilen siyasi partilerin bile geçmişte yapmadığı Gayri İslami birçok icraatı Müslümanlık kisvesiyle, dini siyasete alet ederek yaptılar.
Devletin imkanlarıyla Karun gibi hayat yaşayıp dini siyasete alet eden Rüveybida Adam olan kimseleri gören Z Kuşağı dediğimiz yeni jenerasyon İslam dininden bu Münafık Siyasal İslamcılar yüzünden uzaklaştılar. Denize düşen yılana sarılır misali ise gidip Felsefe ve Bilim üzerinden propagandası yapılan Ateizm, Deizm, Agnostisizm gibi akımlara meylettiler.
Eğer Rüveybida Adam olan Siyasal İslamcılar, hayatlarında Ahkâm-ı Şeriyye’yi tatbik etselerdi, âdil olsalardı, hırsız olmasalardı, kul hakkı yemeselerdi, misyon ve vizyon sahibi olsalardı; hiç şüphe yok ki Z Kuşağı İslam dininden uzaklaşmazdı. Ülkede dine bağlılık artardı ve namaz kılanların oranı katlarca fazla artardı. Doğal bir süreç içerisinde bu vatan yeniden adım adım İslam devleti olma yolunda ilerlerdi.
Son Zamanlarda İslam’a Neden Saldırılar Oluyor?
Dini siyasete alet eden Rüveybida Adam olan Siyasal İslamcıların en çok beslendiği mevzu, muhalefet kanadından olan bazı kimselerin İslam dini aleyhinde söylemleridir. Bu sayede halk, kötünün iyisi anlayışı ile Siyasal İslamcıları desteklemeyi daha cazip buluyor. Ancak Müslüman kesimlerin anlamadığı nokta ise, din düşmanlığının ve dinsizliğin bu kadar yayılmasının sebebi yine Rüveybida Adam olan Siyasal İslamcılardır.
Malum olduğu üzere 2023 yılında genel seçim olacak ya da bir erken seçime gidilecek. Rüveybida Adam olan Siyasal İslamcılar, yani AKP İktidarı ciddi şekilde güç kaybetmektedir. Mevcut ekonomik ve sosyal sorunlar sebebiyle halk nezdinde ciddi itibar zedelenmesine uğramıştır.
Bu millet ise 20 yıldır, kötünün iyisi anlayışıyla ve CHP korkusu ile AKP’yi destekledi. AKP’de 20 yıl boyunca dini siyasete alet ederek başarılı bir şekilde kitle mühendisliği operasyonu gerçekleştirdi. Halk 20 yıl boyunda yağmurdan kaçarken aslında doluya tutulduğunu idrak edemedi.
AKP, ekonomik, sosyal ve diplomatik bütün başarısızlıkların sebebini dış güçler ve muhalefet partileri olarak lanse etti. Medya gücünü büyük oranda arkasına alıp senelerdir milleti, oluşturdukları yalan yanlış gri ve kara propaganda söylemleriyle kandırdı. AKP seçmeni olan halk ise her zaman AKP iktidarın bir ekonomik kurtuluş mücadelesi verdiğini zannetti.
Her zaman AKP İktidarının dış güçlerle ve onların yerli maşalarıyla mücadele ettiğini zannetti. Ama aslında ekonominin adeta kasıtlı olarak AKP iktidarı tarafından çökertildiğini, dış güçlerin asıl maşasının AKP olduğunu hiçbir zaman göremedi, görmek istemedi!
Peki AKP seçmeni olan halkın gözüne neden böyle bir perde indi? Çünkü AKP, siyaset psikolojisini iyi kullanmasını bildi ve kitle mühendisliği operasyonunu 20 senedir başarıyla icra etti. Bugünde aynı operasyonu gerçekleştiriyor. Kendi seçmenini bir yandan ekonomik kurtuluş mücadelesi verdiğine inandırmaya çalışıyor, diğer yandan ise biz gidersek CHP gelir ve Müslüman bütün kesimlerin içinden geçer korkusu salıyor. İşte AKP’nin asıl beslendiği korku propagandası budur!
İslami Değerlere Saldıranlara Sessiz mi Kalalım?
Son zamanlarda İslam’a neden saldırılar oluyor? Mevzusunu siyaset psikolojisi muvacehesinde tahkik ettiğimiz zaman, bir takım kimseler bizi burada yanlış anlayacaklardır. Bizim İslami değerlere saldıranlara karşı sessiz kaldığımız sakın ola zannedilmesin. Bendeniz evvelden Hazret-i Meryem Validemize zina iftirası atan şahıs hakkında tepkimi ortaya koyan bir yazı yayınladım. O yazıma Hazreti Meryem Validemize Atılan İftira Kabul Edilemez! Başlığı üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Sezen AKSU tarafından Hazreti Adem (aleyhi ve sellem) ve Hazreti Havva Annemize yapılan (cahil) hakaretine karşı her ne kadar bir tepki yazısı ortaya koymamış olsam bile, kendisini CİMER üzerinden şikayet ettim. Bu konuda sanırım yapılması gereken en doğru hareket CİMER üzerinden ya da en yakın karakola veya Cumhuriyet Savcılığına giderek şikayette bulunmaktır.
Yüz binlerce Müslümanın şikayette bulunmasına ve tepki göstermesine devlet ve yargı elbette kayıtsız kalamaz. Devlet ve yargı kayıtsız kalmayınca ise fikir ve ifade özgürlüğü adı altında, sanat adı altında İslami değerlere saldıranlar cezasız kalmaz. Onlar cezasız kalmayınca ise kimse İslami değerlere saldırmaya cesaret edemez. Ancak soruyorum sizlere, kaç kişi CİMER’e, karakola veya Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulundu? Çok az kimse!
Dün İslam’a saldıranlar, kendi dönemlerinde güç ellerinde olduğu için bu konuda çok cesurlardı; bugün İslam’a saldıranlar ise, milletin İslam dininden uzaklaşmasından ve özellikle yeni nesil gençlerin mürtetlik seline kapılmasından dolayı bu konuda çok cesurlar.
Cenab-ı Allah Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri, Ümmet-i Muhammedi sıratı müstakim yolunda daim ve kaim eylesin!