Zafer Çığlıkları Atarken PYD’ye Özerklik mi Geliyor?

Yaşanan gelişmelerden dolayı, Zafer Çığlıkları Atarken PYD’ye Özerklik mi Geliyor? Diye sormandan edemiyoruz! ABD Başkanı Trump’ın terör örgütü PYD (sözde) liderleri Ferhat Abdi Şahin’i (general) yani Mazlum Kobani ‘yi, Beyaz Saray’a davet etmesini doğru okuyalım.

Hani başından beri hepimizin destek verdiği sınırımızı korumak için PKK/PYD terör örgütünü süpürme harekâtı yaptık! PKK/PYD’yi 30 km öteye kovduk (halen daha gidecekler) fakat hala Suriye’nin 1/3’ünü kontrolünde tutan bu terör örgütü ile mücadele harekatı (Barış Pınarı Harekatı) bitti (duraklatıldı) denildiğinin hemen sonrası ABD ve Rusya’nın, bununla beraber Esed Yönetiminin adeta PYD’ye sahip çıkar tavırları, Türkiye ile sırasıyla anlaşmalar yapmaları bunun açık delilidir.

İyi güzel de sahada kazanmış görünürken masada kaybetmemin resmi değil midir bu?

Benim öngörüm, bunun adı resmen PYD’nin Kuzey Suriye’de Özerk Kürdistan Bölgesinin tanınmasıdır aslında.

Nasıl mı?

Hatırlayalım; Şu anda Kuzey Irak’ta Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı Mesut Barzani (Barzani Aşireti, aslen Yahudi ama Kürtleşmiş Yahudi aşiretidir!), 2003 yılında Irak’ın işgalinden sonra kurulan Irak Hükümet Konseyi’nin üyesi yapılmıştı ve 2004 yılı Nisan ayında konseyin başkanı olmuştu. Haziran 2005’te Irak Kürdistan Parlamentosu tarafından Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı seçilmişti ve Kürdistan kurulurken biz buna (ilk başlarda karşı çıksak da) müdahale edemememiştik.

Diyeceksiniz ki Barzani ve Kürdistan’la, Mazlum Kobani’nin saraya davet edilmesinin ne alakası var?

Bakın buraya dikkat!

Hatırlayalım!

Mesut Barzani’de Kürdistan Bölgesi Başkanı sıfatıyla (davet edilerek) Beyaz Saray’da ABD Başkanı George W. Bush tarafından resmen kabul edilmişti ve bölgedeki kalıcılığı resmen tescillenmişti. (25 Ekim 2005)

Bilindiği gibi tıpkı şu anda PYD’nin Suriye’yi bölmek için Amerika tarafından kullanıldığı gibi, tıpkı 2003’te başlatılan Amerika’nın Irak işgalinde de Barzani Kuzey Irak’ta büyük rol oynamıştı.

Senaryo Yine Aynı Senaryo

Suriye’nin bölünmesi ve esasen Kuzey Suriye sınır hattına Kürdistan Özerk Bölgesi oluşturmak için DEAŞ bahane edilerek yine Amerika desteği ile ve Rusya’nın da müsaadesi ile PYD’ye resmen Suriye’nin üçte biri verilmiş oldu.

İşte daha evvelden İsrail’in arz-ı mev’ud hayalleri hayata geçirilmiş oldu!

Sırf buna engel olunmasın diye ise, Türkiye’ye sınır güvenliği adına 30 kilometrelik (bence) tarafsız bölge oluşturuldu. (Yani denildi-denilecektir ki artık sizin için tehlike arz eden bir durum yok, kalmadı!) Aslında bu da başından beri oyun kurucuların işlerin tam rayında gitmesi için, yani Türkiye’nin sınır güvenliği bahanesiyle engel olmaması için 30 kilometrelik fedakarlık yapıldı. Son Amerika ve Rusya’yla alelacele yapılan anlaşma ise Türkiye’yi, özerkliği engellememesi için sınırlamaktan başka bir şey değildir diye düşünüyorum.

İsrail’in nihai hedefi Arz-ı Mev’ud geçici sınırları bir nevi çizilmiş oldu. Aslında daha sonra ele geçirecekleri toprakların etrafını çevirmiş oldular. Plan öyle derinlikli bir plan ki, Suriye iç savaşı başlatıldığında sonunun böyle olacağı çoktan biliniyordu. Sadece doğru zaman beklendi ve gerçekleştirildi. PYD/PKK’ya verilen on binlerce tır silah, kurulan ordu, uluslararası siyasi destek, HDP’nin terörist ilan edilmesi… tamamı bunun içindi!

Hatırlayın bu raddeye gelmeden birkaç ay evvel ise Rusya lideri Putin İsrail nüfusunun %20’sinin Rus kökenli Yahudi olduğunu ve İsrail’le iyi ilişkilerin olduğunu söylemişti!

Maalesef biz sınırımızda terörle mücadele etme savaşındayken, Dünya’nın büyük patronları bizim sınırlarımızı çoktan çizmişlerdi bile!

Ayrıntılara Dikkat

PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin oluşturduğu (SDG) Demokratik Suriye Güçleri’nin (sözde) Basın Sorumlusu Mustafa Bali, güçlerinin sınırdan 32 kilometre geri çekildiğini söyledi.

Barzani’nin yayın organı Rudaw’a konuşan Mustafa Bali, sınırdan 32 kilometre geri çekildiklerini belirterek, çekilmenin Ankara ile Moskova arasında Soçi’de varılan mutabakat çerçevesinde gerçekleştiğini dile getirdi.

Suriye Çekilmeden Memnun

Bu arada, Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, söz konusu çekilmeyi memnuniyetle karşıladıkları belirtildi. Açıklamada, bu geri çekilmenin, Türkiye’nin acımasız saldırısına yönelik temel bahanesini düşürdüğü kaydediliyor.

Birinci Ayrıntı

Açıklamayı Barzani’nin kanalında yapıyor, yani İlk Özerk Kürdistan Başkanının kanalında!

“Rusya’nın, Şam Yönetimiyle siyasi çözüm bulunması için diyaloglara başlaması garantisinin verilmesiyle çekildik! Bölgede yeni tehditlerin oluşmaması ve yeni çatışmaların yaşanmaması için güçlerimiz Rusya’nın garantisinden 32 kilometre geriye çekildi.”

İkinci Ayrıntı

Ne diyor PYD-SDG’nin sözde basın sözcüsü:

“Siyasi çözüm!”

Siyasi çözüm kiminle yapılır peki?

Tabii ki devletlerle yapılır!

Çok uzatmaya gerek yok!

Bunun adı, “Özerklik görüşmeleri başlamış demektir!”

Üçüncü Ayrıntı

Ne diyor terörist?

“Türkiye ve Rusya arasındaki mutabakat sonucunda siyasi çözüm!”

Buna inanmak istemiyorum ama:

“Acaba harekat başladığında sonucun bu noktalara geleceğini hükümetimiz biliyor muydu?”

Bu soru büyük bir cevap bekliyor!

Sonsöz

Umarım ben yanılırım ve umarım ki harekât onların çizdiği sınırlarla değil, bizim bir şekilde onlara rahat vermeden, onları Suriye topraklarından tamamiyle yok etmemiz ile sonuçlanır!

Aksi halde tıpkı 2005’te olduğu gibi yeni bir Kürdistan devletçiği gözümüzün içine baka baka kabul edilir ve biz çaresiz hiçbir şey yapamayız ve yine kim bilir onların bayraklarını havalimanlarımıza asar meclisimizde bir de onların başkanlarını davet eder, konuştururuz! (ma’zAllah)

Yazan - Davut Gazi Toklu

Avatar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir