Yanlış okumadınız. Kurban kesmek yerine devlete bağış mı? Fikri ortaya atan cahil, bunun adınıda seferberlik koydu. Bu cahil, Süleyman Özışık isimli bir köşe yazarıdır. Kendisini “akil ve dobra konuşan” adamlar statüsünde görmektedir. Ancak boş fikirleri olan bir adamdır. Onun köşe yazılarına sırayla cevap vermek istesek, Allah’ın bize bahşettiği vakit nimetini hiç şüphesiz israf etmiş olacağız.
Kendisi bu yıl kurban kesmek yerine, Kurban keseceği parayı devlete bağışlamayı planlıyormuş. Yazısında iddia ettiğine göre binlerce kişi kendisine mail atmış ve “Biz bu yıl kurban kesmek yerine, kurban bedelini devletimize bağışlamak istiyoruz. Bize yol gösterilsin.” Diye talepte bulunmuş. İşin ilginç yanı hem binlerce kişinin kendisine böyle mail attığını iddia ediyor, hemde on binlerce kişinin bekleştiğini iddia ediyor.
Bendeniz merak ediyorum. Binlerce böyle mail aldığını nasıl ispat edecek eğer talep etsek. Bunu ispattan ziyade ezbere konuştuğu gibi on binlerce insanın bu konuda fikir almak için bekleştiğini nasıl ispat edecek? Her ikisini de ispat edemez. Çünkü böyle bir şey yok. Eğer varsa kendisini takip eden kitlenin din konusunda ki cehaleti içler acısı demektir.
Üstelik milli argümanlar üzerinden bu saçma sapan fikrini meşrulaştırmaya ve akla mantığa uygun hale getirmeye çalışmaktadır. Ama ne kadar çırpınsa da beyhudedir. Yine çok bariz şekilde dikkat çeken diğer bir şeyse, kurban kesmek yerine devlete bağış yapmaktan bahsediyor ama tatile gitmek yerine tatil paralarını devlete bağışlamaktan bahsetmiyor! Bu tıpkı hacca, umreye gitmek yerine fakire vermek fikrinde olduğu gibi saçma sapan bir fikirdir. Ama ne hikmetse bir Allah’ın kulu demiyor; zenginler lüks hayat yaşayacaklarına ve yurtdışına tatillerine gideceklerine, biraz lüks hayatlarından fedakarlık edip, zenginin malında fakirinde hakkı vardır şuuruyla fakirlere sadaka dağıtsınlar. Diye!
Devletin bağışa ihtiyacımı var!
Peki bu Kurban Bayramında, kurban kesmek yerine devlete bağış yapmak güzel bir şey değil mi? Diye soran kimselere deriz ki, bu bir ahmaklıktır. Bir kere devletin bağışa ihtiyacı yok. Devletin üreten bir ekonomiye ihtiyacı var. Devletini çok düşünen Süleyman Özışık, o zaman neden millete bu yıl kurban kesmek yerine devlete bağış yapın çağrısı yapacağına, örneğin inşaat sektörlerine neden demiyor, rezidanslar yapacağınıza fabrikalar kurup üretim yapıp ihracat yapın diye? Neden iş dünyasına çağrılarda bulunmuyor!
Kurban kesmeyip, onun yerine parayı devlete bağışlamak gerçekten bir seferberlik ve milli bir duruş mu? Yoksa bir gaflet ve ihanet mi?
Diğer bir şekilde sorayım. Kurban gibi faziletli bir ibadeti yerine getirip, Allah’ın rahmetine ve yardımına en çok ihtiyaç duyduğumuz şu zamanlarda, Allah’tan rahmet ve yardım için dua mı niyaz etmemiz daha mantıklı; yoksa böyle bir fazilete ve Allah’a yüz çevirip, kurban kesmek yerine parasını devlete bağış yapmak mı daha mantıklı? El insaf!
Kurban kanı akıtmanın önemi nedir?
Din kitaplarında da, büyük Hanefi ilmihallerinde de yazar ki; kurban kanı akıtmak, o bölgede harp yaşanmasına engel olur. Kurban kanı akıtmak hem başımızda ki bir çok görünür görünmez belaları def eder, hemde rahmet kapıları sonuna kadar açılır. Yine Kurban Bayramında kurban kesmek Hanefi mezhebine göre vacip, Şafi mezhebine göre ise sünnettir. Bu ülkenin çoğunluğu ise Hanefi mezhebine mensuptur. Haliyle imkanı olan Müslümanların kurban kesmek yerine devlete bağış yapmayı tercih etmesi, vacip olan bir ibadeti terk etmek olur. Bu milletin evladı olan her Müslüman, eğer imkanı yoksa bile ve borç aldığında geri ödeyecek durumda ise imkanlarını zorlayıp devletin ve vatanın bekası niyetiyle kurban kanı akıtmalıdır.
Çeşitli Müslüman kuruluşları taksitle kurban kesme hizmeti vermektedir. O yüzden kredi çekmeye ya da kredi kartıyla kurban alıp kesmeye gerekte yoktur. Zaten bu şekilde kimseye kurban kesmeyi tavsiye etmem. Ya dostunuzdan borç alın ya da Müslüman cemaatlerden taksitle kurban kestirin. Asıl milli ve özellikle dini duruş budur. Dini hükümleri hunharca çiğneyip sözde milli duruş satan samimiyetsiz ve kapasitesiz kimselerin laflarına itibar edipte yanlış işler yapmayın.
Bilelim ki biz Allah’a yaklaştıkça ve O’na güvendikçe her türlü sorun çözülür. Allah sebepler halk eder ve nice belalar üzerimizden teğet geçer. Bizim dinimizde ki en önemli teslimiyet şuuru şudur ki;
“Kim ki Allah bana yeter derse, Allah ona yardımcı olarak yeter. O ne güzel vekildir.”
O halde bizde devlete bağış yapmak yerine, Allah’ın emrini yerine getirelim ve Allah yolunda kurban kanı akıtıp, Allah’a dua edelim. Öyle milletin devlete para bağışı yapmasıyla ülke ekonomisi düzelmez. Milletin dolar bozmasıyla da düzelmez. Çünkü ABD’nin tamda istediği budur. Millet elinde ki dolarları da bozarak piyasaya kazandıracak ve ABD asıl ekonomik yaptırım hamlelerini o zaman yapacak!
İşte o zaman milletin elinde bozacak doları da olmamış olacak. Burada asıl, iş adamlarına büyük rol düşmektedir. Onlar ellerinde ki imkanlarla üretim ve ihracat odaklı yatırımlar yapmalıdırlar, tarım ve hayvancılık sektörüne yatırım yapmalıdırlar, katma değeri yüksek üretim yapıp ihracat yapmalıdırlar, bunun için AR-GE çalışmalarına yatırım yapmalıdırlar. Milletin cebinde zaten üç kuruş para var. Millete millilik edebiyatı yapmakla işler yürümez.