Bir Cumamız Kalmıştı Mübarek!

Bir Cumamız Kalmıştı Mübarek! O günde, Cuma vaktinde bütün iş-güç bırakılıp Cuma namazına gidilirdi. Allah Ayetiyle açıkça böyle buyuruyordu. Ama bizim mübarek Cuma bayramımızı, alışveriş günü ilan ettiler ve artık mübarek değil, efsane Cuma günlerini yaşıyoruz.

Ey imân etmiş olanlar! Cuma günü namaz için nidâ olunduğu zaman hemen Allah’ın zikrine gidin ve alışverişi bırakın. Bu, eğer bilir kimseler oldu iseniz sizin için çok hayırlıdır. (Cum’a Suresi, 9. Ayet)

Önceden tüm alışverişler bırakılırdı ve herkes Cuma namazına giderdi. Allah’a ibadet etmek için hayat durma noktasına gelirdi. Tarihte ise bazı İslam Beldelerinde; değil sadece Cuma vakitlerinde, beş vakit namazdan önce yoklama alınırdı ve gelmeyenlerin eğer geçerli mazeretleri yoksa azarlanır ya da dayak atılırdı. Şimdi ise değil beş vakit namazı kılanlar, sadece Cuma namazı kılanlar bile dinci ilan edilir oldu. Artık bütün çarşılar, pazarlar ve alışveriş merkezleri hınca hınç dolu, lakin camiler arık Cuma namazı vaktinde bile dolu değiller! Artık Cuma günü mübarek bayramımız değil, alışveriş bayramımız ilan edilmiş! Birde lanet olsun ki… Batılı Hristiyan Dünyasının Noel için alışveriş yapmaya başladığı bayramları, bizdede aynı şekilde sevinçle kutlanıyor, indirimler ve kampanyalar yapılıyor!

On sekiz sene iktidarda; sözde İslam Aleminin son umudu, lideri, kurtarıcısı, yegane savunucusu olacak. Amma velakin bu millet halen daha özüne dönmemiş olacak! Sadece bu gerçek bile, bizi hakikatla buluşturur! On sekiz senede, çok övündükleri başörtüsü serbestliğinden başka bir icraatları olmadı. O da zaten İslam adına olmamıştı. Başörtü serbestliği oldu ama; kıçında pantolon olan, erkeklerle tokalaşmada beis görmeyen, açıklardan daha süslü ve daha dikkat çekici olan bir başörtü anlayışı geldi! Yani tesettür sorunu çıktı ortaya! Tesettürsüz ama başı örtülü bir sınıf!

Bu millet halen gücümüzün esası olan İslam dinine, Kuran-ı Kerim’e ve Sünneti Seniyye’ye sarılmayı aklından bile geçirmiyor! Halen Batının ahlaksız, çürük, batıl olan sözde medeniyetine özentilik son hızla devam ediyor!

“Yahudî ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır. Allah zalim topluluğa hidâyet etmez.” (Maide, 5/51)

Kendi bayramlarımız olan Ramazan ve Kurban bayramları bile bir-iki ay önceden konuşulmaya başlanmıyor, hazırlıklar yapılmaya başlanmıyor da; Hristiyanların Noel Bayramı için, efsane Cuma adı altında bir ay önceden hazırlıklara başlanıyor! Düşman artık topraklarımızı işgal edip, bizleri zorla Hristiyan yapmıyor! Ama bizi önce kendi inancımızdan, kendi manevi değerlerimizden uzaklaştırıyor, sonra zahiren Müslüman ama özünde Hristiyan’dan farksız hale getiriyor! Kim bilir! Hristiyan Alemi, (Allah korusun) belkide nesillerimizi Hristiyan yapma hayalleri kuruyorlardır! Sözde İslam Aleminin son kalesi olan İktidarımız ve reisi, boşuna “besmele” ile canlı yayınlarda törenlerle göstere göstere kiliseler açmıyor! Diyanet İşleri Başkanlığında boşu boşuna Hristiyanlık alanında uzman (kim bilir belkide gizli kardinal) ve o alanda kitapları olan biriside boşu boşuna bulunmuyor!

Nesillerimiz büyük bir tehlike altındadır! Bu gidişin sonu ne yazık ki Hristiyanlık! Müslümanların içi hızla boşaltılıyor! Bütün değerlerimiz ve inanç esaslarımız medyanın güçlü propaganda fitnesiyle ayaklar altına alınıyor ve bunu yapanda biz Müslümanlarız! Bu kadar fitneye, bu kadar tahrifata, bu kadar asimilasyona… tepki bile verilmiyor! Oysa din için ekseri kahiri Müslüman olan bu milletin ayaklanması gerekirdi! Ancak millet ne yazık ki narkozlanmış! Allah hepimizi ıslah eylesin!

“Canlı olan ufak bir iğne batmasına bile derhal tepki verir, ama ölüyü kılıçla ikiye bölsen bile acı duymaz! Gaflet senin kalbini haklamış! İşte bu halinle sen tıpkı ölüye benziyorsun!” (İbn Ataullah İskenderi Hazretleri)