AKP’ye İtaat mi Etmeliyiz?

AKP’ye İtaat mi Etmeliyiz?

AKP’ye İtaat mi Etmeliyiz? Milletin dini ve milli duygularını dibine kadar sömürerek bugünlere gelmeyi başaran AKP, Müslümanlık kisvesi altında CHP’nin veya diğer partilerin dahi yapamadığı nice kötülüğe imza atmışlardır. Diğer yandan ise kendilerini ulü’l emr olarak pazarlayıp, Müslümanlardan koşulsuz şekilde itaat etmelerini istemişlerdir.

Ulü’l emre itaat vardır. Ancak koşulsuz şekilde itaat etmek yoktur! Ulü’l emr Gayri İslami yapılabilecek her türlü icraati yapacak, işlemediği ve işlenmesine sebep olmadığı neredeyse hiçbir günah kalmayacak, ancak Müslümanlar ise mal değneği gibi bu sözde ulü’l emre koşulsuz ve sorgulamadan itaat edecek öyle mi?

Ulü’l emre koşulsuz itaat edileceğini kim uyduruyor? Koşulsuz olarak Ancak Allah ve Resulüne itaat edilir. Allah’ın kelamı Kuran-ı Kerim ve Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnet-i Seniyye’sine ters düşen hiçbir ulü’l emre itaat edilmez!

Aksine Allah ve Resulüne muhalif işler yapan veya söyleyen ulü’l emre hakikati haykırmak, emri bil maruf ve nehyi anil münkerin en faziletlilerindendir. Eğer elde güç varsa bütün Gayri İslami her şeyi sonlandırıp, bunların sorumlularına gereken cezayı kesmek ise ancak Müslümanların en faziletlilerine nasip olabilecek bir ameldir.

Ulü’l Emre Hangi Koşulda İtaat Edilir?

Hiç teferruata girmeden özetle şu şekilde diyebiliriz. Ulü’l Emr, eğer şeriata aykırı bir emir vermiyorsa itaat edilir. Eğer şeriata aykırı emir veriyorsa itaat edilmez. Şeriata aykırı emirlerine karşı ise eğer mümkünse elle müdahale edilir. Eğer mümkün değilse dille karşı çıkılır. Eğer bu da mümkün değilse kalp ile buğz edilir.

Kalple buğz etmek ise imanın en zayıfıdır. Yukarıda belirttiğim gibi şeriata aykırı işleri sonlandırıp müsebbiplerini cezalandırmak ancak Müslümanların en faziletlilerine nasip olur.

Ulü’l Emre koşulsuz şekilde itaat edilmesinin caiz olmadığını şu hadiseyle özetleyebiliriz.

Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bir grup sahabeye askeri bir vazife vermiş ve başlarına ise Abdullah bin Huzafe’yi geçirmiştir. Huzafe, bu bir grup askere yanan ateşe atlamalarını emretmiştir. Ancak, askerden bir kısmı ulü’l emre koşulsuz şekilde itaat edilmesi gerekir diyerek ateşe atlamaya yeltenirken, diğer kısmı bu emir meşru değildir, itaat etmenin ise emrin meşruluğuna bağlı olduğunu söylemiştir. Atlamaya kalkanlara ise mani olmuştur. Bu çekişme devam ederken ateş söner.

Bu hadise, sefer dönüşünde Resulullah Efendimize arz edilince, Mübarek Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ateşe girseydiler Kıyamete kadar oradan kurtulup çıkamazlardı. İtaat ancak meşru emre olur.” Buyurdular.

AKP’ye İtaat Edenler Ders Çıkarmalıdır!

Bu hadise bugün bize ders niteliğindedir. Erdoğan ve AKP ulü’l emrdir. O yüzden itaat etmek gerekir. Bize oy verin diyorlarsa, onlara oy vermek her Müslüman üzerine vaciptir ya da farzdır. Ulü’l emr olan AKP’ye itaat etmeyenler bunun hesabını mahşerde verir. AKP’ye muhalefet etmek caiz değildir…. gibi düşünenler gaflet uykusundadırlar.

Abdullah bin Huzafe, ateşe atlayın dediğinde eğer o sahabeler ateşe atlasalardı bir daha çıkamazlardı. Bugünde AKP döneminde sayısız Gayri İslami icraat gerçekleşmiştir. Bu sayısız icraatın hesabı elbette onlara sorulacaktır.

Onların bu icraatlerini bildikleri halde seslerini çıkarmayıp birde üstüne onlara destek vermek, hiç şüphesizki onların bütün günahlarına ortak olmaktır. Bu günahların hesabını bu ortak olanlarda mahşerde verecektir.

  • Büyük Ortadoğu Projesinde ABD’nin stratejik ortağı olmak.
  • Doğu Türkistanlı Müslümanlara terörist demek.
  • Domuz etini kasaplık et yapmak.
  • Zinayı suç olmaktan çıkarmak.
  • Eşcinselliği meşrulaştırmak ve yayılmasına izin vermek.
  • Cinsiyet değiştirmeyi SGK hizmeti kapsamında ücretsiz hale getirip teşvik etmek.
  • Milleti zorunlu olarak faiz bataklığına sokmak.
  • Faizi teşvik edici politikalar uygulamak.
  • İstanbul Sözleşmesi ile Aile müessesesinin temeline dinamit yerleştirmek.
  • Ülkenin kamu ve özel bütün birikimlerini özelleştirme ve Yap işlet devret politikaları ile yabancılara ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekmek.
  • Devletin bütün imkanlarını kullanıp Karun gibi hayat yaşamak.
  • Nice ehli bidat görüşün hızla yayılmasına sebep olup milletin itikadını bozmak.
  • Ehli Sünnet’in zayıflamasına sebep olmak.
  • Çıkardıkları fitnelerle Müslüman kesimlerin arasına nifak tohumları ekmek.
  • Zenginin daha zengin, fakirin ise daha fakir olduğu bu düzeni daha ileri boyutlara taşımak.
  • Vergi zulmü ile milletin kanını emmek.
  • Nesillerin İslam dininden yüz çevirip mürtet olmasına sebep olmak.

Ak Troller diyorlar ki, tüm bunlara ve saymadıklarıma rağmen Erdoğan ve AKP’yi sonuna kadar destekleyin! Ulü’l emre itaat edin, sesinizi çıkarmayın ve oy verin! İşte bunların durumu, Abdullah bin Huzafe’nin ateşe atlayın emrinden sonra eğer o asker sahabeler ateşe atlasalardı yaşayacakları akıbet gibidir.

Erdoğan ve AKP’yi destekleyin, oy verin. Müslümanlar üzerine AKP’yi desteklemek farzdır ya da vaciptir diyenlere aldanıp bunları desteklemenin, ateşe atlamaktan farkı yoktur. Allah cümlemizi böyle bir gafletten muhafaza buyursun!

Erdoğan eleştirilemez ve hesap sorulamaz diyenlere karşı ise yazmış olduğum, Erdoğan Hesap Sorulamaz mı? Başlıklı makalemi okumak için başlığın üzerine tıklayabilirsiniz.

Yazan - Yavuz Şahin

Yavuz Şahin
Bir şeyi bilmek ve istemek başka, onu hayata geçirmek başka şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir