Komplo Teorisi Pazarlamacılarını Dinlemeyiniz!

Allah aşkına Komplo Teorisi Pazarlamacılarını Dinlemeyiniz! Ben onlara pazarlamacı diyorum. Çünkü bu işi kendilerine meslek edinmişler ve komplo teorisi üzerinden yazdıkları kitaplarla, çıktıkları televizyon programları ile ve düzenledikleri seminerler ile kazanç elde ediyorlar. Ortada maddiyat olunca da, suyu bulandırmaları kaçınılmaz oluyor!

İnsanların ilgisini çekmek için korku pompalıyorlar. Öküz altında buzağı ararcasına her olayın altında gizemli güçler arıyorlar. Son derece zayıf delillerle veya bir takım ilk bakışta mantıklı gözüken varsayımlarla olayları sözde derinlemesine inceliyorlar. Böylece insanlara, herkesin gözünden kaçan hakikatleri deşifre edip anlattıklarını iddia ediyorlar.

İnsanlara komplo teorisi pazarlayan bu güruhun ortak özelliği; insanlara aynı zamanda korku, panik, umutsuzluk, endişe pompalıyor olmalarıdır. Korku müzikleri eşliğinde bir takım gizemli güçlerin derin planlarını anlatıyorlar ve sanki onlar haşa Tanrılar! Onlar Dünya’da öyle bir güce sahipler ki, onları mağlup etmeyi bırakın, bunun hayali bile muhaldir. İnsanların zihninde oluşturdukları algı ister istemez bu şekilde oluyor.

Hal böyle olunca bunları takip eden insanlarda korku, panik, umutsuzluk, endişe duyguları ağır basıyor. Bu duygularda insanın mücadele etme azmini ve hevesini bitiriyor. Teslimiyet ve pes etme duygularını ön plana çıkarıyor. Sağlıklarını olumsuz olarak etkiliyor. Yani komplo teorisi pazarlamacıların yaptığı, insanları mücadele etme azmini ve hevesini baltalayıp, yerine teslim olma pes etme duygularını yerleştirmektir.

Komplo teorisi pazarlamacılarını takip edenler, artık yapacak bir şeyin olmadığını, bu düzenin değişmesinin mümkün olmadığını kabul etmekten başka seçenek göremiyorlar. Veyahut bu işi ancak Allah düzeltir diyorlar. Doğru Allah düzeltir. Ancak kul ne yapacak? Kul harekete geçecek ki, Allah o kula yardım etsin ve bu düzen değişip, Allah’ın razı olduğu düzen tesis edilsin.

İnsanların ihtiyacı olan şey komplo teorisi bataklığına saplanıp korku, panik, umutsuzluk ve endişe içinde yaşamak değildir. İnsanların ihtiyacı olan şey psikolojik üstünlük kazanmaktır. Ancak sürekli korku pompalanan bir kimse nasıl psikolojik olarak üstün olabilir. Nasıl kendi fiziki ve zihinsel gelişimini sağlıklı olarak devam ettirebilir?

İbn Sina’nın Kuzularla Deneyi

İbn Sina’nın kuzularla deneyi bize çok büyük bir ders vermektedir. Aynı günde ve saatte doğan iki tane kuzuyu iki farklı kafese koymuş. Bu iki kuzuda tamamen aynı oranda ve aynı besinlerle beslenmiş. Ancak kuzulardan birisi kafesin ardında başka bir kafeste her gün bir kurdu görüyormuş. Kurt kendisine kafes engelinden dolayı hiçbir zarar veremese bile, kuzu sürekli kurdu görüyor.

Zaman geçtikçe sürekli kurdu gördüğünden stres, endişe, panik, korku halinde kafeste yaşayan kuzunun bünyesi zayıflıyor. Hastalanıyor ve sonunda ölüyor. Diğer kuzuysa hiç kurdu görmediğinden mutlu ve sağlıklı bir şekilde hastalanmadan hayatına devam ediyor.

İbn Sina yapmış olduğu bu deney ile korku, endişe, panik, umutsuzluk, stres gibi duyguların insan sağlığını ne derece olumsuz etkilediğini ortaya koymuş oluyor. Bünyesini zayıf düşürüp nasılda ölüme dahi sebebiyet verdiğini ortaya koyuyor. O yüzden insanlara bir takım hakikatleri anlatmak adı altında korku pompalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu aynı zamanda büyük bir kul hakkıdır.

İnsanlara korku salanlar aslında Küresel Güçlerin ekmeğine de bal sürmektedirler. Çünkü insanların korkmasını, paniklemesini, umutsuzluğa ve endişeye kapılmasını, sürekli stres altında olmasını en çok Küreselciler isterler. Onlar zaten korkudan ve kaostan beslenirler! Müslümanlara düşen ise cihad ibadetine sarılmaktır. Akl-ı Maaş ile değil Akl-ı Mead ile hareket etmektir. Akl-ı Mead ile hareket edip, üzerine düşen vazifeyi ifa etmektir.

2021 yılı Kasım ayında yazmış olduğum 👉 Komplo Teorisi Nedir? Başlıklı makalemi, başlığın üzerine tıklayıp okuyabilirsiniz!