27 Mayıs 1960 Adnan Menderes Darbesi üzerinden tam 60 yıl geçti, Başbakan Adnan Menderes ekibi Yassıada mahkemelerinde idam edildi. Bugün iktidar tarafından Yassıada betona gömülerek adı, Demokrasi ve Özgürlük Adası olarak değiştirildi ve iktidar adanın açılışı yaptı. Evet geçen sene bir ada açıldı, Adnan Menderes ve ekibi anıldı, Demokrasi ve Özgürlük adına yalandan maval okundu. Mesela MHP başkanı Devlet Bahçeli darbeye ve darbecilere lanet okuyup, tehditler etti sonra cami pozu verilip herkes işine gücüne dağıldı.
Fakat darbeye ve darbeciye lanet eden Bahçeli, Adnan Menderes darbesinde radyodan darbe bildirisini okuyanın, darbe komitasında ve darbe sonrasında aktif görev alan subayın o zamanlar Albay olan Ülkücü Hareketin ve MHP’nin kurucusu, başbuğ denilen asıl ismi Hüseyin Feyzullah olan Alparslan Türkeş olduğunu, oğlunun şu an AKP siyasetçisi olduğunu ve iktidar ile beraber bugün tüm darbelerin yerli müteahhidi sayılan Doğu Perinçek ile kol kola olduklarını unuttu.
Ülkedeki darbeler silsilesinin talimat vereni her daim ABD ve ABD tahtında Emperyalist ve Siyonist şebekedir. Darbe talimatlarının yerli taşeronları ise NATO’cu olan ama itikadı ve meşrebi Peygamber Ocağı diye anılan şanlı Türk ordusuna monte edilmiş kripto subaylar olmuştur.
Ülkücülük Hareketi, Yeşil Kuşak ve İslam’a Karşı İslam Projesi
ABD, NATO ve Gladio yapılanmasının devletimizi ve milletimizi kontrol altında tutmak için tasarladığı projelerden 2 tanesi bugün bile hala akidesi, halifesi, şeriatı, alfabesi, kültürü, örf, adet ve milli hassasiyetleri yerle yeksan edilen milletimizi hala zıt kutuplar içerisinde tutmayı başarmaktadır. Bu projelerden 1 numarada olanı Yeşil Kuşak Projesi ve İslam’a Karşı İslam projesidir. Diğeri ise Milliyetçilik, Turancılık, üzerine İslam ve Kuran ile beslenen fakat İslam ve Kuran ile alakası olmayan bir sos ile soslanmış kof bir Türk Birliği hayali olan Ülkücülük projesidir.
80’li yıllarının süper güçlerinden olan SSCB tarafından büyük bir propaganda ile ülkemize ithal edilen Komünizm akımına karşı Küresel ve Kapitalist ABD ile NATO liderliğindeki Gladio yapılanmasının perde arkasından örgütlediği ve desteklediği Ülkücülük Hareketi ülkemize ve milletimize komünizm belasının engellenmesi noktasında çok büyük hizmetler etmiştir.
Ülkücü Neşriyat, silahlı ve silahsız mücadele, Özel Harp Daiesi ikmalleri ile kurulan Özel Harekat Birlikleri ile Ülkücülük Akımı; Kapitalist, Küresel ve Cumhuriyetçi müstebit devlet idaresine hizmet etmiş, asıl hizmeti İslam davasına, İslam menfaatine olmamış, ancak küresel şeytanların uzun mesailer ve emekler harcayarak inşa ettikleri o günün sistematiğine ortak ve zarar olarak görülen Komünizm ideolojisinin sonunu getirmişlerdir.
Diğer proje olan Yeşil Kuşak Projesi ise tıpkı Ülkücülük gibi Komünizm ve cumhuriyetin kuruluşundan beri bütün İslamsızlaştırma çalışmalarına rağmen fikren, madden, manen güçlenen ve kadrolaşan İslami kesimin yakaladığı ivmeyi düşürüp hızını keserek gaflet ve kaos ortamında bertaraf etme projesidir.
Daha global ve daha kapsamlı bir proje olan Yeşil Kuşak, Ülkücülüğü manen beslemiş ve komünizm ile mücadele noktasında bir nevi İslam dinini istismar etmiştir. Bu projenin çalışmaları hep komünizme saldırmış, mevcut durum olan ABD ve NATO kumpanyasını zararsız ve faydalı göstererek oklarını çevirmemiştir.
Radikal İslami Terör
Bu proje ABD ve NATO şebekesine Hindistan, Pakistan ve Afganistan şeridinde ve etrafındaki ülkelerde şebekesinde İslami Terör diye Radikal İslami örgütleri El-Kaide, Taliban ve ülkemizde çok hayranı bulunan İran İhtilali gibi ağır faturalara sebep olmuş ve kendi silahının namlusu kendine çevrilmiştir.
Ama ülkemizde bu köhne proje Siyasal İslam, Liberal Müslüman, demokratik pembe Müslüman siyaseti ve siyasetçileri ismi ile hala ülkemizde geçerli ve iktidar haldedir.
İslamiyet adı kullanarak, İslam’a hizmet bahane edilerek yapılan çok büyük bir zafer edası ile ihtişam içinde tanıtılan İslami Cihad sonuçları küresel ve emperyalist şeytanların proje ve menfaatlerine takoz olmayacak şekilde, suni ve yapmacık polemikler, tartışmalar oluşturularak 1 pay İslam’a 10 pay küresel şeytanlara olacak şekilde paylaştırılmıştır.
Ülkücülerin, Siyasal İslamcıların İmdadına Yetişmesi
Yeşil Kuşak Projesinin bir alt segmenti olan Ülkücülük, bugün yaptığı falsolar ve yaşadığı itibar kaybı neticesinde Siyasal İslam iktidarının imdadına yetişmekte ve stepne görevi görmektedir.
Emperyalist ve küresel şeytanların derdi para zenginlik ve toprak değil, bu şebekenin tek derdi insanlığı, coğrafyaları, sermayeyi kontrol ve hüküm altına almak ve Siyonizm emellerine ulaştırmaktır.
Evet bugün çok güzel silahlar, toplar, uçaklar imal ediyor olabiliriz. Geçenlerde tanıtımı yapılan Akıncı Belgeseli gibi mükemmel SİHA ürünleri olabilir. Fakat bu bizi sadece yıllardır meşgul ettikleri sınırdaki kargaşaya; PKK ve IŞİD gibi bu şeytanların cambazlığını yapan şebekelere karşı korur.
Daha büyük düşünmek, tefekkür etmek gerek. Bu örgütlerin efendileri istedikleri an tüm dünyayı felç eden Covid-19 gibi biyolojik silahlar ve tek tweet atarak ekonomileri yerle yeksan edecek konsolide gücüne sahipler.
Evvela Siyasal İslam ile tutsak ettikleri ipotek ettikleri imanımızı ellerinden kurtarmak, bin bir emek ile farklı fikri ve mezhepsel sapkınlık ile parçaladıkları İslam coğrafyasını bir yolunu bulup gerekirse kangren olan bölgeyi keserek Ehli Sünnet ve Cemaat merkezli bir hareket içerisinde mücadele etmek gerekmektedir.
İşte bu yüzden bugün kavli, ilmi, irfanı; silahlı cihattan daha önemlidir.
Kendimizi kurtaramadığımız müddetçe biz anca birbirimizi keseriz, Dünya’nın en ucuz kanı Hazreti Muhammed’in (aleyhisselâtüvesselam) ümmetinin kanı olur.
Bu çakallar sofrasında, dik durup İman ve İslam mücadelesi adına incecik bir siyaset üstü feraset ile dik duranlardan Allah razı olsun.