15 Temmuza Dair Soru İşaretleri, Belçika Sözleşmesi ve Piyonlar

15 Temmuza Dair Soru İşaretleri, Belçika Sözleşmesi ve Piyonlar

Bu yazımızın konusu, 15 Temmuza Dair Soru İşaretleri, Belçika Sözleşmesi ve Piyonlar olacaktır. Altmış yıldır kapılarında, alsınlar diye, dini değerlerimizden taviz verdiğimiz; adet, gelenek ve kültürümüzü hiç ettiğimiz bir Avrupa Birliği meselesi var. Bu bağlamda imzalanan bazı sözleşmeler var. Şu an AB’nin alt kademesi sayılabilecek Avrupa Birliği Konseyi’ne üyelik için uyum yasaları da denilen bu sözleşmelerden bazılarını yerine getirdik, bazılarını getirmeye çalışıyoruz devlet olarak.

Yalnız bu sözleşmelerde “Suçluların iadesine yönelik” sözleşmenin ek protokolleri arasında bir kaide var ki, biz bu kaideyi tam altmış yıldır imzalamadık.

Hain 15 Temmuz Darbe teşebbüsü meydana gelmeden evvel, tam 4 gün önce 11 Temmuz 2016 tarihinde  Strazburg şehrinde Avrupa Birliği Konseyi Daimi Temsilcisi Erdoğan İşcan’ın, Mevlüt Çavuşoğlu’nun talimatı ile imzaladığı bu ek protokollerden biriside Belçika Kaidesidir.

Belçika Kaidesi Nedir?

Cumhurbaşkanları veya herhangi bir aile bireyine yönelik suikast girişimi olursa ve bu eylemin herhangi bir örgüt tarafından düzenlendiği ortaya çıkar ve hukuken onaylanırsa; söz konusu örgüt lideri, ilgili ülkeye herhangi bir hukuki statü veya ayrıcalıktan yararlandırılmaksızın direk iade edilir.

Yani bu, şu demek: Darbe girişiminin yöneticisi, azmettiricisi ve başaktörü olarak gösterilen Fethullah Gülen ve darbeye destek verenlerin, şartsız ve koşulsuz devletimize teslim edilmesi gerekiyor demek.

İnsan düşünüyor! Neden altmış yıldır imzalanmayan bir sözleşme, Türkiye’de dengeleri alt-üst edecek düzeyde şekil değiştirip yeni bir dönem başlatan siyasi inandırıcılık ve güven açısından zayıflayan iktidarın elini kuvvetlendiren ve bugün “Tek Adam” sisteminin kibarcası olan Başkanlık Sistemi’ne geçilmesine sebep olan 15 Temmuz Darbe Girişiminin dört gün öncesinden imzalanmış olabilir?

Akla ister istemez iki seçenek geliyor!

Birinci Seçenek

AKP iktidarı ve Erdoğan darbenin yapılacağının günler öncesinden farkında ve biliyor. Bunu kendilerinin ve Türk milletinin lehine çevirmek için ve yıllarca birbirleri üzerinden çıkar ilişkisi yürütüp son yıllarda menfaatleri çakışınca iki kanlı bıçaklı düşman haline düştükleri FETÖ’den tamamen kurtulmak için bu anlaşmayı oldu bittiye getirip imzalamak istiyor ve hem FETÖ’yü bitirip, hemde medyada ve tarihte kahraman olarak yazılmak istiyor!

Ekstradan darbeye destek veren NATO subaylarını derdest edip yargılayarak hem Amerika’ya karşı mukavemet etmiş olmak, hemde bu subay ve üstünlüğü ellerinde koz olarak kullanmak istiyorlar.

Eğer böyle ise sadece bu amaç için;

    1. Yüzlerce vatan evladının şehit olmasına ne gerek vardı?
    2. Binlerce insanı, aileyi sudan bahaneler ile KHK ile ihraç edip; ailesini, düzenini, şerefini ve itibarını iki paralık edip akabinde yanlış yapmışız alakanız yokmuş demenin ne gereği vardı?
    3. Ülkeyi iki yıl OHAL ile yönetip, KAOS ortamını hakim kılmanın ne gereği vardı?
    4. Ülkeyi maddi ve manevi deşarj edip boşaltmanın, zorlu bir sürece sokmanın ne gereği vardı?
    5. Kendinize uymayan, muhalif her görüş ve şahsa, (en büyük FETÖ’cü sizlerin içinde olduğu halde) neden FETÖ’cü diye iftira atarak yıldırmaya ve susturmaya çalıştınız?

İkinci Seçenek

En kötüsü ve ihanetin en bariz işareti olan 15 Temmuz Darbesi planlanan ve açığa çıkan, günler öncesinde afişe olan darbe hazırlığının hükümet ve iktidar tarafından devam ettirilip fazla uzatmadan amaç hasıl olduktan sonra sona erdirilmiş olmasıdır.

Eğer böyle ise yukarıdaki saydığımız maddeler ek olarak, bunu yapmak ve görmezden gelmekle;

    1. İktidarınızı kuvvetlendirmeyi mi amaçladınız?
    2. Mazlum pozisyonuna düşerek, zayıflayan inandırıcılık ve samimiyetinizi halk nezdinde tekrar yükseltmeyi mi amaçladınız?
    3. OHAL ve KHK serbestliği ile istediğiniz kanunu ve yasayı rahatça çıkarmayı mı amaçladınız?
    4. Her seçim ve krizde bunun kaymağını yemeyi mi amaçladınız?

Belçika Sözleşmesi’nin, İnsanın En Azından Benim Aklıma Getirdikleri

Dönüp geriye baktığımızda;

    1. Darbenin oluş şekli,
    2. Erdoğan’ın ve damadı Berat Albayrak’ın birbiri ile çelişen açıklamaları,
    3. FETÖ’nün siyasi ayağına asla dokunulmaması,
    4. Bakan ve milletvekillerin açıklamaları,
    5. Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz Darbesi hakkında, “En zorlandığımız proje idi!” Demesi…

Daha bir sürü akla, mantığa sığmayan acayip hadiseler silsilesi insanın, (ama düşünen ve aklını partisine kiraya vermeyen insanın) aklına yüzlerce soru işareti gelmesi için yeterli sebep değil midir?

Büyük bir satranç oynanıyor ve bazı şer ocakları bu milletin evladını, askerini beleş piyon yapmanın peşinde ve ne yazık ki yapıyor da!

Rabbim elbette inananların ve sahih itikatla teslim olanların yanında olacaktır.

Selam ve dua ile!

Yazan - Yusuf Yiğit

Avatar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir